A
Anonymous (bc7e)
Uzun zamandır ben bu konuyu açıyorum. Yazıyorum yazıyorum. Sonra paylaşmıyorum. Duygularımı kısaca ifade edemiyorum çünkü 27 yıllık babamı ve bana hissettirdiklerini kısa ifade edemiyorum. Üstü kapalı anlatmak istesemde yazmaya başlayınca bir şekilde detaylara girmiş buluyorum kendimi. Ama bu sefer en azından bir şeyler yazmak ve paylaşmak istiyorum.
Ara ara akşamları babam eften püften bir sebepten kavga çıkarır. Bu akşamda aynısını yaptı. İnsan alıştık sanıyor ama her seferinde tat kaçıyor işte. Aslında kavga çıkardığı zaman yine buraya girip uzun uzun kavganın nedenini falan yazıp içimi dökmüştüm. Ama sonra onu da paylaşmaktan vazgeçtim. Ve her zamanki gibi kafa dağıtmak için dizi izliyordum. Dizide bir baba-kız sahnesine denk geldim. Kendimi yine burada buldum. En acıklı aşk sahnelerinin bile beni ağlatmadığı olur. Ama en mutlu baba-kız sahnelerinde kendimi göz yaşları içerisinde bulabilirim. Dizi deyip geçemiyorum çünkü biliyorum öyle iyi babalar var. Ama ben öyle bir babaya sahip değilim ve maalesef babamızı kendimiz seçemediğimiz için hayatımızın hiçbir döneminde öyle bir baba-kız ilişkimizin de olamayacağını biliyorum. Bilmek acıtıyor.
Kabullenmek... ben bu durumu kabullendim aslında. O, öyle biri. Ama ne kadar kabullendiğimi söylesem de bu bana acı verdiği gerçeğini değiştirmiyor. İyi davrandığında o kadar mutlu oluyorum ki. İyiyi bırak normal davrandığında, bizimle iyi veya kötü hiç ilgilenmediğinde de ben mutluyum. Küçükken babaları uzaklarda çalışan, ayda yılda bir kere babalarıyla görüşen arkadaşlarımı kıskanırdım. Çocuktum ve babamın uzakta olması durumu bana daha huzur verici gelirdi. Çünkü çocukken şuan olduğundan daha da kötüydü. O evde yokken bayram olurdu ev. Huzur çökerdi. O geldiği an tüm huzur kaçardı. 6. Sınıftayken bir arkadaşımın anne-babası boşanacaktı. Arkadaşım üzülüyordu. Ben ise içten içe onu kıskanıyordum. Daha neler geçiriyordum aklımdan da dile getirmeye bile korktuğum şeyler. Öyle ki aklıma getirdiğimde eskiden çok ağlardım. Ama her kavgada her kötü davranışta da aklıma gelirdi. Artık büyüdüm. Bunu düşündüğüm için kendimden nefret etmiyorum. Ama hala ağlıyorum.
Bu duygu öyle bir şey ki. Bir yandan seviyorsunuz çünkü babanız. İlla iyi davrandığı zamanlar var ve o zamanlar çok değerli. Ama diğer yandan nefret ediyorsunuz. Neyseki eskisi kadar kötü değil. Bununla avutuyorum kendimi. Başka ne yapabilirim ki?
Belki size komik gelebilir bu, ben d.o.'nun ilk albümündeki tüm şarkıları ayıla bayıla dinlesem de "dad"şarkısının sözlerine baktıktan sonra hiç dinlemedim. Birkaç kere dinlemek istedim ama sözlerinin iyi bir babaya yazıldığını hatırladığım için dinleyemedim. Benim öyle adına güzel şarkılar yazılacak bir babam yok. Ve öyle şarkılar beni sadece daha çok üzüyor.
Şuan duygularımı size sayfalarca yazabilirim. Ama aynı şeyleri kendime söylemekten, yazmaktan, konuşmaktan o kadar sıkıldım ki. O yüzden daha fazla yazmayacağım.
Sadece eğer iyi bir babaya sahipseniz kıymetini bilin. Çünkü öyle bir baba hasretinde olan insanlar var.
Ve son olarak "bazen babanızın olmaması, babanızın olmasından daha iyi olabiliyor"... (bunu söylediğimde bile ona bir şey olursa diye aklımdan geçirip üzülsem de çoğu kez aklımdan geçen bir cümle bu).
Not: konuyu anonim açtım. Babasıyla sorunları olanlar ama dile getiremeyenleriniz varsa isimsiz bir şekilde rahatça yazabilsin diye. (Tabi umarım benden başka yoktur. Ya da sayımız azdır.)
Ara ara akşamları babam eften püften bir sebepten kavga çıkarır. Bu akşamda aynısını yaptı. İnsan alıştık sanıyor ama her seferinde tat kaçıyor işte. Aslında kavga çıkardığı zaman yine buraya girip uzun uzun kavganın nedenini falan yazıp içimi dökmüştüm. Ama sonra onu da paylaşmaktan vazgeçtim. Ve her zamanki gibi kafa dağıtmak için dizi izliyordum. Dizide bir baba-kız sahnesine denk geldim. Kendimi yine burada buldum. En acıklı aşk sahnelerinin bile beni ağlatmadığı olur. Ama en mutlu baba-kız sahnelerinde kendimi göz yaşları içerisinde bulabilirim. Dizi deyip geçemiyorum çünkü biliyorum öyle iyi babalar var. Ama ben öyle bir babaya sahip değilim ve maalesef babamızı kendimiz seçemediğimiz için hayatımızın hiçbir döneminde öyle bir baba-kız ilişkimizin de olamayacağını biliyorum. Bilmek acıtıyor.
Kabullenmek... ben bu durumu kabullendim aslında. O, öyle biri. Ama ne kadar kabullendiğimi söylesem de bu bana acı verdiği gerçeğini değiştirmiyor. İyi davrandığında o kadar mutlu oluyorum ki. İyiyi bırak normal davrandığında, bizimle iyi veya kötü hiç ilgilenmediğinde de ben mutluyum. Küçükken babaları uzaklarda çalışan, ayda yılda bir kere babalarıyla görüşen arkadaşlarımı kıskanırdım. Çocuktum ve babamın uzakta olması durumu bana daha huzur verici gelirdi. Çünkü çocukken şuan olduğundan daha da kötüydü. O evde yokken bayram olurdu ev. Huzur çökerdi. O geldiği an tüm huzur kaçardı. 6. Sınıftayken bir arkadaşımın anne-babası boşanacaktı. Arkadaşım üzülüyordu. Ben ise içten içe onu kıskanıyordum. Daha neler geçiriyordum aklımdan da dile getirmeye bile korktuğum şeyler. Öyle ki aklıma getirdiğimde eskiden çok ağlardım. Ama her kavgada her kötü davranışta da aklıma gelirdi. Artık büyüdüm. Bunu düşündüğüm için kendimden nefret etmiyorum. Ama hala ağlıyorum.
Bu duygu öyle bir şey ki. Bir yandan seviyorsunuz çünkü babanız. İlla iyi davrandığı zamanlar var ve o zamanlar çok değerli. Ama diğer yandan nefret ediyorsunuz. Neyseki eskisi kadar kötü değil. Bununla avutuyorum kendimi. Başka ne yapabilirim ki?
Belki size komik gelebilir bu, ben d.o.'nun ilk albümündeki tüm şarkıları ayıla bayıla dinlesem de "dad"şarkısının sözlerine baktıktan sonra hiç dinlemedim. Birkaç kere dinlemek istedim ama sözlerinin iyi bir babaya yazıldığını hatırladığım için dinleyemedim. Benim öyle adına güzel şarkılar yazılacak bir babam yok. Ve öyle şarkılar beni sadece daha çok üzüyor.
Şuan duygularımı size sayfalarca yazabilirim. Ama aynı şeyleri kendime söylemekten, yazmaktan, konuşmaktan o kadar sıkıldım ki. O yüzden daha fazla yazmayacağım.
Sadece eğer iyi bir babaya sahipseniz kıymetini bilin. Çünkü öyle bir baba hasretinde olan insanlar var.
Ve son olarak "bazen babanızın olmaması, babanızın olmasından daha iyi olabiliyor"... (bunu söylediğimde bile ona bir şey olursa diye aklımdan geçirip üzülsem de çoğu kez aklımdan geçen bir cümle bu).
Not: konuyu anonim açtım. Babasıyla sorunları olanlar ama dile getiremeyenleriniz varsa isimsiz bir şekilde rahatça yazabilsin diye. (Tabi umarım benden başka yoktur. Ya da sayımız azdır.)