İzlediğim bir sürü kdrama var. Aklımda olan bir kaç diziye konu başlığı açmak istiyorum. Bu yıl en çok izlenen dizilerden birini açtım öncelikle. Lütfen dizi hakkında unpopular fikirlerimizi de paylaşalım. En sevdiğiniz sahne neydi? Karakterlerin hangilerini sevdiniz, oyuncular nasıldı?
Dizide özellikle gençlik sahnelerinde çok ağladım. Şiddet, çaresizlik, taciz, büyüklerin şiddeti görmezden gelmesi, annesi tarafından ihanete uğraması, parasızlık, evinde bile rahat bırakılmaması, poliste bile karşılık bulamaması, etrafından yardımlarına karşılık gelmemesi üzerine şiddet görürken hiç olduğunu söylemeleri.
Dizide bu sahneler böyle durumlarda yardımın, arkanda duracak bir ailenin ve öğretmenin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Küçüklüklerini oynayan oyuncular o kadar iyidi ki… İşlenişi ve kurgusu içe işliyordu. Kızın okuldan ayrıldığı, çalıştığı dönemler de aynı şekilde.
Hele en etkilendiğim sahnelerden biri açıklaması zor ama belki hatırlarsınız. kızın karnı ağrıdığı bir sabah Seul nehrinin atlamanın kolay olması ile eczanenin gitmenin zor olduğunu anlattığı bir sahne vardı o da çok çaresiz bir sahneydi.
Gelelim gelecek zamana…
Korelilerin farklı bir özelliğini yansıdığını gördüğüm bir özellik: sabırlı intikam. yıllar yıllar sonra intikam alıyor ve intikam için yaşıyor. Korede fakir bir insanın üniversite okuması çok zor ama ilmek ilmek işleyip öğretmen oluyor intikam için. Böyle bir plan açıkçası biraz ütopik geldi bana. Dong-eun, göz kamaştırıcı bir hayat yaşayan Yeonjin’in hayatında her şeyin altının çürük olduğunu ortaya çıkarıyor. İlmek ilmek bütün kötülüklerini ortaya çıkarıyor. Benim dong-eun’a bakış açımı değiştiren şey Yeonjin’in işlemediği bir cinayetin de katili olarak yargılanmasını sağlaması. Burada adalet savunucusundan ziyade intikamını alıyor.
Açıkçası dizide lisede yaptıklarını herkes buluyor, bu konuda içi kesinlikle rahatlatan bir diziydi. Gelecekteki hallerinde herkesin birbirine düşmesi ve yaptıklarını bulması keyifliydi.
Lee Dohyun’un oynadığı karakter bana gereksiz geldi. Issız ve yalnız olmaması için sadece varmış gibiydi. Song Hyekyo’nun oyunculuğunu pek beğenmedim. Geri kalan herkes çok güzel oynamıştı. Fotoğrafları çeken kadın çok sevdiğim karakterlerden biriydi.
Yesol’un üvey babasının da dizinin sonunda öz babayı iterek katil olması garipti. Kore’de kendilerine özgü bir adalet anlayışı olduğunu düşündürüyor bana ve cinayet işlenmesi hoşuma gitmiyor açıkçası.
Dizide özellikle gençlik sahnelerinde çok ağladım. Şiddet, çaresizlik, taciz, büyüklerin şiddeti görmezden gelmesi, annesi tarafından ihanete uğraması, parasızlık, evinde bile rahat bırakılmaması, poliste bile karşılık bulamaması, etrafından yardımlarına karşılık gelmemesi üzerine şiddet görürken hiç olduğunu söylemeleri.
Dizide bu sahneler böyle durumlarda yardımın, arkanda duracak bir ailenin ve öğretmenin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Küçüklüklerini oynayan oyuncular o kadar iyidi ki… İşlenişi ve kurgusu içe işliyordu. Kızın okuldan ayrıldığı, çalıştığı dönemler de aynı şekilde.
Hele en etkilendiğim sahnelerden biri açıklaması zor ama belki hatırlarsınız. kızın karnı ağrıdığı bir sabah Seul nehrinin atlamanın kolay olması ile eczanenin gitmenin zor olduğunu anlattığı bir sahne vardı o da çok çaresiz bir sahneydi.
Gelelim gelecek zamana…
Korelilerin farklı bir özelliğini yansıdığını gördüğüm bir özellik: sabırlı intikam. yıllar yıllar sonra intikam alıyor ve intikam için yaşıyor. Korede fakir bir insanın üniversite okuması çok zor ama ilmek ilmek işleyip öğretmen oluyor intikam için. Böyle bir plan açıkçası biraz ütopik geldi bana. Dong-eun, göz kamaştırıcı bir hayat yaşayan Yeonjin’in hayatında her şeyin altının çürük olduğunu ortaya çıkarıyor. İlmek ilmek bütün kötülüklerini ortaya çıkarıyor. Benim dong-eun’a bakış açımı değiştiren şey Yeonjin’in işlemediği bir cinayetin de katili olarak yargılanmasını sağlaması. Burada adalet savunucusundan ziyade intikamını alıyor.
Açıkçası dizide lisede yaptıklarını herkes buluyor, bu konuda içi kesinlikle rahatlatan bir diziydi. Gelecekteki hallerinde herkesin birbirine düşmesi ve yaptıklarını bulması keyifliydi.
Lee Dohyun’un oynadığı karakter bana gereksiz geldi. Issız ve yalnız olmaması için sadece varmış gibiydi. Song Hyekyo’nun oyunculuğunu pek beğenmedim. Geri kalan herkes çok güzel oynamıştı. Fotoğrafları çeken kadın çok sevdiğim karakterlerden biriydi.
Yesol’un üvey babasının da dizinin sonunda öz babayı iterek katil olması garipti. Kore’de kendilerine özgü bir adalet anlayışı olduğunu düşündürüyor bana ve cinayet işlenmesi hoşuma gitmiyor açıkçası.