Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Nayna hanımın ailesi yahudi, hristiyan, arap, müslüman, ladino konuşuyor, ingilizce, fransızca, ibranice, ispanyolca. Piyano, çello. Babası golf oynuyor. Dedesinin restorantları Italya'da mı Ingiltere de mi belli değil. Hey yavrum hey. Üstüne ülke ülke gezmiş. Sahi Nayna hanım Osmanlıca da...
Yalnız bu ifade bana biraz abartı geldi.
Kusura bakmayın da alım gücü diye bir şey var. Orada hiç gidemiyor gibi yazmışsınız şimdi de standart oldu. Vah vah.
Madem öyle tamam inandım. Öncdden yazmışsınız ki Kanada vatandaşıyım ancak param olmadığı için gidemiyorum. Maşallah 100 bin liralık elbiseler havada uçuşuyor. Siz parasızlık görmemişsiniz.
Yahu ben nerede kavga çıkardım hepiniz ordaydınız bee!
Ben fikrimi yazdım koşa koşa herkes eleştirdi ben de sustum münasip olsun diye. Konumuz bu değil hem. Ayrıca madem elbise bakıyordunuz ve de sünnet bu kadar yakındı ne ara gelecekti o siparişiniz?
Tanıyan tanıyor diye milletin acısıyla prim kasamazsın! Böyle hassas bir konuyu neden yazarsın hem? Bir sorun çıktı da gidemedim desen de inanırdık. Niye ifşalıyorsun arkadaşını?
Amacın ne senin. Like alacağım diye ne yapacağınızı şaşırdınız. Hem siz demediniz mi bu sünnet Türkiye'de olacak? Ne...
Bana böyle üslupla yazıp da sıkıştıramazsın hanımefendi. Niyetim kötü olsa farklı şeyler yaparım. Hak savunmam yani. Diğer yazılarınıza bakıyorum da inandırıcı gelmedi yine de durayım hak yemeyeyim dedim. Bu haberi yazınca canıma tak etti artık. Asıl siz nasıl bir insansınız da acıları böyle...