- Katılım
- 23 Tem 2023
- Mesajlar
- 2,085
- Tepki
- 7,310
- Puan
- 339
Herkese merhabalar. Ben ilerde çevirmen olmak istediğim için şarkıları çevirerek başlayabilirim diye düşündüm. Bugün Erutan'ın çok sevdiğim şarkısı Rose Of May'i çevirerek geldim. Çevirileri elimden geldiğince kendim yapmaya çalıştım. Eğer bir yanlışımı görürseniz beni uyarın lütfen. Şarkıyı dinlemek isterseniz burada:
Her heart underneath, cries quietly
Onun alttaki kalbi sessizce ağlıyor
This part of me, I choose not to see
Bu tarafımı görmemeyi seçiyorum
What lives must I take, for fealty's sake?
Hangi hayatları almak zorundayım, sadakatin hatırı için?
How much blood must stain, this warrior's blade?
Ne kadar kanı lekelemek zorunda, bu savaşçının kılıcı?
War leaves its trail in moonlight so pale
Savaş izini ay ışığında solgunca bırakıyor
Its shadows they flow in rivers, in rivers
Onun gölgeleri nehirlerde akıyor
So put on my mask, I'll go where they ask
Maskemi yüzüme takacağım, sordukları yere gideceğim
So I might once again see the Roses of May
Böylece belki bir kere daha mayıs güllerini görebilirim
Staining my soul and stinging my eyes
Ruhumu lekeliyor ve gözlerimi acıtıyor
The red on my hands won't wash away, wash away
Ellerimdeki kırmızı yıkanmayacak
No where to run from what I have done
Yaptığımdan kaçış yok
I'm no longer, no longer a Rose of May
Artık bir mayıs gülü değilim
Fate holds the blade before you mirrored in maiden's eyes
Kader sen bakirenin gözlerinde yansımadan önce bıçağı tutuyor
Far from myself I fly into the perilous skies
Kendimden uzakta tehlikeli göklere uçuyorum
And they said: Follow the blade before you fear fall and courage rise
Ve dediler ki: Korkun düşmeden ve cesaretin yükselmeden önce bıçağı takip et
Leave all your tears behind you far from where innocence lies
Masumluğun yalan söylediği yerden uzakta tüm gözyaşlarını arkanda bırak
Cage of the kings no need for wings
Kralların kafesinin kanatlara ihtiyacı yok
So turn them to stone from roses to bone
Hepsini taşa dönüştürün, güllerden kemiklere
When you look at me, what do you see?
Bana baktığın zaman ne görüyorsun?
This costume I weave, disfiguring me...
Yarattığım bu kostüm beni yansıtmıyor...
War leaves its trail in moonlight so pale
Savaş izini ay ışığında solgunca bırakıyor
Its shadows they flow in rivers, in rivers
Onun gölgeleri nehirlerde akıyor
So put on my mask, I'll go where they ask
Maskemi yüzüme takacağım, sordukları yere gideceğim
So I might once again see the Roses of May
Böylece belki bir kere daha mayıs güllerini görebilirim
Staining my soul and stinging my eyes
Ruhumu lekeliyor ve gözlerimi acıtıyor
The red on my hands won't wash away, wash away
Ellerimdeki kırmızı yıkanmayacak
No where to run from what I have done
Yaptığımdan kaçış yok
I'm no longer, no longer a Rose of May
Artık bir mayıs gülü değilim
Storm clouds are creeping closer, danger is drawing near
Fırtına bulutları ve tehlike yaklaşıyor
Why am I not protecting all that I once held dear?
Bir zamanlar değer verdiklerimi neden korumuyorum?
And you said: Break free from all that holds you king's hand and maiden's tear
Ve dedin ki: Seni kralın eli ve bakirenin gözyaşı tutan şeylerden kurtul
Run now into my arms, together we'll conquer our fears
Şimdi kollarıma koş, birlikte korkularımızı fethedeceğiz
Led here by fate
Buraya kader tarafından gönderildim
No longer afraid
Artık korku yok
So here now I lay
Şimdi burada uzanıyorum
My Roses of May
Mayıs güllerim
Her heart underneath, cries quietly
Onun alttaki kalbi sessizce ağlıyor
This part of me, I choose not to see
Bu tarafımı görmemeyi seçiyorum
What lives must I take, for fealty's sake?
Hangi hayatları almak zorundayım, sadakatin hatırı için?
How much blood must stain, this warrior's blade?
Ne kadar kanı lekelemek zorunda, bu savaşçının kılıcı?
War leaves its trail in moonlight so pale
Savaş izini ay ışığında solgunca bırakıyor
Its shadows they flow in rivers, in rivers
Onun gölgeleri nehirlerde akıyor
So put on my mask, I'll go where they ask
Maskemi yüzüme takacağım, sordukları yere gideceğim
So I might once again see the Roses of May
Böylece belki bir kere daha mayıs güllerini görebilirim
Staining my soul and stinging my eyes
Ruhumu lekeliyor ve gözlerimi acıtıyor
The red on my hands won't wash away, wash away
Ellerimdeki kırmızı yıkanmayacak
No where to run from what I have done
Yaptığımdan kaçış yok
I'm no longer, no longer a Rose of May
Artık bir mayıs gülü değilim
Fate holds the blade before you mirrored in maiden's eyes
Kader sen bakirenin gözlerinde yansımadan önce bıçağı tutuyor
Far from myself I fly into the perilous skies
Kendimden uzakta tehlikeli göklere uçuyorum
And they said: Follow the blade before you fear fall and courage rise
Ve dediler ki: Korkun düşmeden ve cesaretin yükselmeden önce bıçağı takip et
Leave all your tears behind you far from where innocence lies
Masumluğun yalan söylediği yerden uzakta tüm gözyaşlarını arkanda bırak
Cage of the kings no need for wings
Kralların kafesinin kanatlara ihtiyacı yok
So turn them to stone from roses to bone
Hepsini taşa dönüştürün, güllerden kemiklere
When you look at me, what do you see?
Bana baktığın zaman ne görüyorsun?
This costume I weave, disfiguring me...
Yarattığım bu kostüm beni yansıtmıyor...
War leaves its trail in moonlight so pale
Savaş izini ay ışığında solgunca bırakıyor
Its shadows they flow in rivers, in rivers
Onun gölgeleri nehirlerde akıyor
So put on my mask, I'll go where they ask
Maskemi yüzüme takacağım, sordukları yere gideceğim
So I might once again see the Roses of May
Böylece belki bir kere daha mayıs güllerini görebilirim
Staining my soul and stinging my eyes
Ruhumu lekeliyor ve gözlerimi acıtıyor
The red on my hands won't wash away, wash away
Ellerimdeki kırmızı yıkanmayacak
No where to run from what I have done
Yaptığımdan kaçış yok
I'm no longer, no longer a Rose of May
Artık bir mayıs gülü değilim
Storm clouds are creeping closer, danger is drawing near
Fırtına bulutları ve tehlike yaklaşıyor
Why am I not protecting all that I once held dear?
Bir zamanlar değer verdiklerimi neden korumuyorum?
And you said: Break free from all that holds you king's hand and maiden's tear
Ve dedin ki: Seni kralın eli ve bakirenin gözyaşı tutan şeylerden kurtul
Run now into my arms, together we'll conquer our fears
Şimdi kollarıma koş, birlikte korkularımızı fethedeceğiz
Led here by fate
Buraya kader tarafından gönderildim
No longer afraid
Artık korku yok
So here now I lay
Şimdi burada uzanıyorum
My Roses of May
Mayıs güllerim