- Katılım
- 11 May 2023
- Mesajlar
- 713
- Tepki
- 2,105
- Puan
- 113
Puanım: 1000000/10
Son zamanlarda okumaktan aşşşırı keyif aldığım bir kitap ve artık favori yazarım olmuş Jack London... Yine Adem'den Önce kitabında olduğu gibi geçmiş yaşamlarıyla bağlantı kuran bir insanın öyküsü... Bu sefer kahramanımız Darrell Standing ve kendisi hapishanenin hücre hapsi bölümünde idam edilmeyi bekliyor. Deli gömleğine bağlandığı vakitlerde de ruhunu bedeninden ayırıp geçmiş yaşamlarını ziyaret ediyor. Böylelikle deli gömleği ne kadar sıkı bağlanırsa bağlansın yaşamaya devam edebiliyor.
Geçmiş yaşamlarını ziyaret etmesi sebebiyle kitabın adı Yıldız Gezgini. Yıldızların arasında dolaşıp gördüğü geçmiş yaşamlarından birine geçiş yapıyor gibi betimlemiş durumu. Her seferinde başka bir yaşamını bize detaylıca anlatıyor. Benim favorim olan sanırım 8 yıl boyunca okyanusun ortasındaki kayalıktan oluşma küçük bir adada mahsur kalan denizcinin hikayesiydi (az önce öğrendiğime göre yazarın kendisi zamanında denizcilik yapıp fok avlamış, bu kısımdaki fok avlamaya ilişkin detaylar beni şaşırtmıştı, meğer gerçekçi bir yönü olduğundanmış...). Ama iki farklı hayatının hikayelerinin arasındaki bölümlerde, hep Darrell Standing olarak hapishane hayatını - yani mevcut hayatını - anlattığı bölümler vardı ve bu bölümler de çok hoşuma gitti. Çünkü ölüm diye bir şey olmadığına, ruhun ebedi ve bedenlerin geçici olduğuna inanan, bu yüzden idam edilmekten korkmayan, sadece insanların adaletsizliğine, kibrine ve cahilliğine kızgın olan bir adamın hikayesiydi bu. Ölümden veya öldürülmekten korkmadığı için de hep dobra ve ironi dolu cevapları vardı. Hapishane müdürü ona her seferinde daha zorlu şartlar tayin ediyor olsa da, müdür karşısındayken yüzünde hep ironi dolu bir gülümseme vardı ve cevaplarıyla hapishane müdürüne sinir krizi geçirtiyordu. Müdürün her defasında daha da delirmesi de benim epey hoşuma gidiyordu.
Kitabın sonu zaten malum, Darrell idam ediliyor. Ama son kısımda yazdıkları beni aşırı duygulandırdı. Darrell Standing bile haksız yere idam edileceği için benim kadar üzgün değildi be... Adam yeni bir hayata yelken açacağı için meraklı ve mutlu gibiydi daha çok - tabii sisteme halen kızgındı ama o başka.
Son bölümden çok sevdiğim bir kesiti de eklemek istiyorum:
"Hapishanedeki en soğukkanlı kişi benim. Bir yolculuğa başlamak üzere olan bir çocuk gibiyim. Gitmeye hevesliyim, göreceğim yeni yerleri merak ediyorum. Aşağı ölüme duyulan bu korku, sıklıkla karanlığın içine dalan ve yeniden yaşayan birisi için gülünç kalıyor…."
Okuyun, okutturun. Gerçekten içinize işleyecek güzel bir kitap.