13 Mart 2016'da Ankara'da Güvenpark önünde yapılan b-mbalı s-ldırı da benim için en korkunçlarından biri sanırım... Zira o sıralar tam da Kızılay'ın göbeğinde bir dershaneye gidiyordum ve o haftasonu hem cumartesi hem pazar günü sabah ve öğleden sonra olmak üzere 2 seans halinde, toplam 4 seanslık bir bursluluk sınavı vardı ve ben sınıfımdaki çoğu arkadaşımı kendimle birlikte bu sınava yazdırmıştım. Normalde pazar öğleden sonra seansı için yazıldığım sınava arkadaşlarımın da ikna etmesiyle hep beraber pazar sabah seansındaki sınava girme kararı aldık ve ben de o seansa geçiş yaptım. Bu sırada en yakın arkadaşlarımdan biri halen beni akşam seansına girecek diye biliyor, bu bilgi bi dursun kenarda.
Neyse, o gün sabah sınava girdim ve çıktım, çıkışta arkadaşlarla Kızılay'da takılalım mı muhabbeti yaptık ama uzun kararsızlıkların ve birkaç fire vermemizin ardından herkes evlerine dağılma kararı aldı. Benimle aynı binada oturan ve aynı okula/dershaneye gelen bir arkadaşımla "İkimiz mi gezsek?" diye düşündük ama yine bir sebepten vazgeçtik - ki şu an sebebi hatırlamıyorum bile -. Sonra otobüs durağına doğru yürürken benim aklıma bir önceki günün kardeşimin doğumgünü olduğu ve kutlayamadığımız geldi. Ben de hemen annemleri arayıp "Anne hadi Kızılay'a gelin de kardeşime hediye falan bakalım," dedim ama annem de biraz düşündükten sonra "Yok sen eve gel, sonra çıkarız," falan dedi. Baktım hiçbir şekilde Kızılay'da kalamayacağım, atladım otobüse geldim eve.
Akşam yemekten sonra bulaşıkları yıkıyordum ve telefonumu da sessizde bırakmışım eşek gibi. 1 saatlik işimin ardından odama bir geçtim 50'ye yakın cevapsız arama ve sınıf grubundan gelen yüzlerce mesaj... Korktum doğal olarak ve o sırada yine arayan arkadaşımın telefonunu açtım. Telefonda hüngür hüngür ağlıyor. Korkuyla ne olduğunu sordum, dedi ki "Nerdesin sen öldün sandım sabahtan beri ağlıyorum burda". Ulan insana "öldün sandım" denilmesi de bir garipmiş. Ben de olaya anlam veremeyerek sordum ne olduğunu yine, meğersem canım arkadaşım voleybol kursu için Kızılay'a yakın bir yerdeymiş ve Güvenpark'ın önünde bomba patladığını duyunca (Ankara'yı bilmeyenler için dipnot: Güvenpark Kızılay'ın göbeğinde bir yer) apar topar voleybol hocaları tarafından mekandan çıkarılmışlar ve evlerine sağ salim dönsünler diye uğraşmışlar. Bu sırada Kızılay'ın yakınlarından geçerken patlayan b-mba yüzünden yanan bir otobüs görmüş ve şansa bakın ki bu otobüs benim evime giden tek otobüs... Bir de arkadaşım beni akşam seansındaki sınava gireceğim sanıyor, o otobüsteyim sanıp daha da korkmuş, hemen beni aramış ama ulaşamayınca deliye dönmüş. Üzerine sınıf grubuna "Kayısı bugün hangi seansa girdi, nerde, gördünüz mü onu" diye mesajlar atmaya başlayınca sınıf grubu birbirine girmiş. "Sabah seansına girdik ama Kayısı Kızılay'da takılacağım ben diyordu acaba döndü mü eve?" falan yazmaya başlamışlar. Son görülmem de patlamadan 10 dakika öncesi falan, iyice delirmişler tabii. Hepsi bana yazıyor, arıyor, mesaj atıyor, telefonum kaos içerisinde... Ama anladım ki sevenim çokmuş, duygulandım o yüzden. şljsgşif
Şaka bir yana, o gün akşam seansındaki sınava girseydim tam da sınavdan çıktığım saatte gelen ilk otobüse binmem halinde o patlamada ölecektim belki de. Ya da sınavdan sonra Kızılay'da kalsaydım ya da annemleri çağırıp onlarla gezseydim de... Yani öldürmeyen Allah öldürmüyor gerçekten. O gün Kızılay'da kalmam için milyonlarca sebebim vardı ama yüce Rabbim bir şekilde döndürdü beni oradan. Sanırım bu yüzden ölümle en yakın anım olarak hissettiğim an budur.
NOT: O patlamada bir önceki sene bizim okulda okuyan, bir üst dönemimizden bir arkadaşımızı kaybettik. Üstelik o gün üniversite sınavına girmişti ve sınav akşamı büyükannesine gitmek için Kızılay'da otobüs beklerken vefat etti. Ertesi gün tüm okul cenazeye gitmiştik ve katıldığım ilk cenazeydi. Bu yüzden bu patlamanın acısı bende büyük. Ankara'da yaşayanlar beni anlar, çok patlama gördük geçirdik, hatta daha geçenlerle yine Kızılay civarında yaşandı böyle bir durum. Halen Kızılay'da dolaşan polislerin sayısı artmaya başladığında "Kesin ihbar aldılar," diye korkarız ama bütün bunlar arasında canımızı en çok yakan 13 Mart 2016 patlaması oldu. Şehitlerimize Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun.