- Katılım
- 11 May 2023
- Mesajlar
- 712
- Tepki
- 2,104
- Puan
- 113
Size de oluyor mu bilmiyorum ama bazen her şey üst üste gelir ve artık dayanamayıp en ufak şeye bile ağlamaya başladığın bir dönem yaşarsın ya... Tam olarak öyle bir dönemdeyim. Normalde böyle bir şey olduğu zaman nişanlıma ağlarım - ki buna bile çok zor alıştım, çünkü birinin beni ağlarken görmesi beni daha çok geriyor - ama kendisi birkaç güne askere gidecek ve ona ne zaman ağlasam günlerce bunu düşünüp üzülüyor. :/ Askerdeyken aklında sürekli benim saçma sapan dertlerim olmasın dedim ve kendimi burada buldum, dostlarım. O yüzden size içinden geçtiğim dönemin saçmalığını şöyle özetleyeyim:
İş hayatı konusunda her şey çok karmaşık. Avukat olduğumu bilenleriniz var zaten. Başka bir avukatın yanında çalışmama ek olarak kendi müvekkillerim de var (daha doğrusu nişanlımla ortak müvekkillerimiz) ama benim yanında çalıştığım avukatın işleri o kkkkkadar yoğun ki genelde nişanlım ilgileniyor dosyalarımızla. Ancak şimdi 1 aylığına bile olsa kendisi askerde olacak ve üzerime ani bir iş yükü binecek. Aynı zamanda yanında çalıştığım avukat da asgari ücrete zam gelmesine rağmen maaşıma zam yapmayacak gibi duruyor ve hem kendi evini geçindirmeye çalışıp hem de evliliğe hazırlanan şahsım için bu açıkça bir istifa sebebi. Ayrılıp kendi işlerime bakayım desem o da zor, çünkü kendi işlerim daha yeni yeni gelmeye başladı ve aile evinde yaşamadığım için oradan gelecek kazancım 1 haftada kül olur. "E başka bir avukatın yanında çalış Kayısı?" diyebilirsiniz ama maalesef dışarıda o kadar çok işsiz avukat var ki, CV'min oldukça iyi olması buna yetmiyor. İstediğim maaşı verecek bir tane bile efendi avukat kaldığını düşünmüyorum + evlenecek olmam da büyük bir sorun, çünkü cam tavana maruz kalmam çok olası. Kısacası, her an işsiz kalma riskimin yanında geçindirecek bir evimin ve dizmem gereken bir çeyizimin olması şu sıralar beni mahvediyor.
Bunun yanında ailevi sorunlar... Yakın zamanda dedeme kanser teşhisi kondu ve daha önce hiçbir aile büyüğümü (en azından bu kadar yakın olan birini) kaybetmediğim için çok sevdiğim dedemin ölecek olduğunu düşünmek beni çok geriyor şu sıralar. Elbet herkes ölecek ama ben bunu kaldırmaya hazır mıyım, bilmiyorum. Sürekli olarak aklımda dedem ve daha 1 ay önce gözlerinin içi gülen hali var. Ancak bayramda ziyaret ettiğimde gördüğüm hali beni kahretti. Bildiğim dedemden ve tatlı gülüşünden eser kalmamıştı. Üstelik kendisi şehirdışında olduğu için sürekli ziyaret de edemiyorum. Arayınca da kelimeler boğazıma diziliyor, "İyi misin?" diye soruyorum ama iyiyim kelimesini duymayı bırak, adamın "Kötüyüm," demeye bile mecali yok. Tüm bayram tatilim ağlamamak için kendimi tutmamla geçti sadece, dinlenmek falan da yalan oldu.
Bütün bunlara ek olarak ufak tefek başka sorunlar da var tabii ama biriktikçe bir yığın oluveriyorlar işte. Nişan/düğün hazırlıkları, mobilya fiyatları, ağırlamam gereken misafirler, ev arkadaşlarımla sorunlarım, borçlarım, ihtiyaçlarım için paramın asla yetmemesi yüzünden sürekli bir şeyleri ertelemek zorunda kalmam, etrafımdakilerden sürekli olarak "sen gelin olacaksın, biraz kilo ver" tarzı cümleler duymam yüzünden beslenme düzenimi alt-üst ettiğim gerçeği... Ulan bir türlü elime ulaştırılamayan kargom bile çok önemli bir şeymiş gibi aklımın bir köşesinde takılı kalıyor işte. Sürekli bir şeyler düşünmek ve sürekli bir şeyleri planlamam lazım gibi hissediyorum. Bütün bunlara ek olarak 2-3 gündür bir türlü uyuyamıyorum. 5 dakikada bir uyanıyorum ve ofiste o kadar ölü bir haldeyim ki, bugün iş arkadaşım bana ciddi bir sorunum olup olmadığını sordu. Hangi birini anlatayım ki diyemediğim için de uyuyamıyorum dedim sadece. Bunun anksiyete ve depresyon belirtisi olabileceğini falan söyledi, kendisi de zamanında bundan mustarip olmuş birisi çünkü. Bu fikrin üzerinde durursam iyice deliririm diye düşünüp üzerinde durmamaya karar verdim ama halen aklımda "Hah bir de depresyonumuz eksikti," düşüncesi var saatlerdir.
Ne yapmam gerek bilmiyorum. Zihnimdeki sesleri nasıl susturabilirim bilmiyorum. Susturmayı geçtim, birazcık kıssam şu sesleri o da yeter ama yok... Psikolog randevusu ayarlayayım diyorum ama mesai saatlerim yüzünden o da mümkün değil. Sanki yapmam gereken şeyleri yapabilmek için bir günün 70 saat üzerinde falan olması gerek gibi hissediyorum artık.
Ne yapmam gerektiği hakkında fikri olan varsa seve seve dinlerim. Emin olun, beni dinleyen biri olduğunu bilmek bile beni mutlu edecektir. Şimdiden herkese teşekkür ediyorum.
İş hayatı konusunda her şey çok karmaşık. Avukat olduğumu bilenleriniz var zaten. Başka bir avukatın yanında çalışmama ek olarak kendi müvekkillerim de var (daha doğrusu nişanlımla ortak müvekkillerimiz) ama benim yanında çalıştığım avukatın işleri o kkkkkadar yoğun ki genelde nişanlım ilgileniyor dosyalarımızla. Ancak şimdi 1 aylığına bile olsa kendisi askerde olacak ve üzerime ani bir iş yükü binecek. Aynı zamanda yanında çalıştığım avukat da asgari ücrete zam gelmesine rağmen maaşıma zam yapmayacak gibi duruyor ve hem kendi evini geçindirmeye çalışıp hem de evliliğe hazırlanan şahsım için bu açıkça bir istifa sebebi. Ayrılıp kendi işlerime bakayım desem o da zor, çünkü kendi işlerim daha yeni yeni gelmeye başladı ve aile evinde yaşamadığım için oradan gelecek kazancım 1 haftada kül olur. "E başka bir avukatın yanında çalış Kayısı?" diyebilirsiniz ama maalesef dışarıda o kadar çok işsiz avukat var ki, CV'min oldukça iyi olması buna yetmiyor. İstediğim maaşı verecek bir tane bile efendi avukat kaldığını düşünmüyorum + evlenecek olmam da büyük bir sorun, çünkü cam tavana maruz kalmam çok olası. Kısacası, her an işsiz kalma riskimin yanında geçindirecek bir evimin ve dizmem gereken bir çeyizimin olması şu sıralar beni mahvediyor.
Bunun yanında ailevi sorunlar... Yakın zamanda dedeme kanser teşhisi kondu ve daha önce hiçbir aile büyüğümü (en azından bu kadar yakın olan birini) kaybetmediğim için çok sevdiğim dedemin ölecek olduğunu düşünmek beni çok geriyor şu sıralar. Elbet herkes ölecek ama ben bunu kaldırmaya hazır mıyım, bilmiyorum. Sürekli olarak aklımda dedem ve daha 1 ay önce gözlerinin içi gülen hali var. Ancak bayramda ziyaret ettiğimde gördüğüm hali beni kahretti. Bildiğim dedemden ve tatlı gülüşünden eser kalmamıştı. Üstelik kendisi şehirdışında olduğu için sürekli ziyaret de edemiyorum. Arayınca da kelimeler boğazıma diziliyor, "İyi misin?" diye soruyorum ama iyiyim kelimesini duymayı bırak, adamın "Kötüyüm," demeye bile mecali yok. Tüm bayram tatilim ağlamamak için kendimi tutmamla geçti sadece, dinlenmek falan da yalan oldu.
Bütün bunlara ek olarak ufak tefek başka sorunlar da var tabii ama biriktikçe bir yığın oluveriyorlar işte. Nişan/düğün hazırlıkları, mobilya fiyatları, ağırlamam gereken misafirler, ev arkadaşlarımla sorunlarım, borçlarım, ihtiyaçlarım için paramın asla yetmemesi yüzünden sürekli bir şeyleri ertelemek zorunda kalmam, etrafımdakilerden sürekli olarak "sen gelin olacaksın, biraz kilo ver" tarzı cümleler duymam yüzünden beslenme düzenimi alt-üst ettiğim gerçeği... Ulan bir türlü elime ulaştırılamayan kargom bile çok önemli bir şeymiş gibi aklımın bir köşesinde takılı kalıyor işte. Sürekli bir şeyler düşünmek ve sürekli bir şeyleri planlamam lazım gibi hissediyorum. Bütün bunlara ek olarak 2-3 gündür bir türlü uyuyamıyorum. 5 dakikada bir uyanıyorum ve ofiste o kadar ölü bir haldeyim ki, bugün iş arkadaşım bana ciddi bir sorunum olup olmadığını sordu. Hangi birini anlatayım ki diyemediğim için de uyuyamıyorum dedim sadece. Bunun anksiyete ve depresyon belirtisi olabileceğini falan söyledi, kendisi de zamanında bundan mustarip olmuş birisi çünkü. Bu fikrin üzerinde durursam iyice deliririm diye düşünüp üzerinde durmamaya karar verdim ama halen aklımda "Hah bir de depresyonumuz eksikti," düşüncesi var saatlerdir.
Ne yapmam gerek bilmiyorum. Zihnimdeki sesleri nasıl susturabilirim bilmiyorum. Susturmayı geçtim, birazcık kıssam şu sesleri o da yeter ama yok... Psikolog randevusu ayarlayayım diyorum ama mesai saatlerim yüzünden o da mümkün değil. Sanki yapmam gereken şeyleri yapabilmek için bir günün 70 saat üzerinde falan olması gerek gibi hissediyorum artık.
Ne yapmam gerektiği hakkında fikri olan varsa seve seve dinlerim. Emin olun, beni dinleyen biri olduğunu bilmek bile beni mutlu edecektir. Şimdiden herkese teşekkür ediyorum.