1. Lisede Huzurevi'nde görev aldım, üniversitede ilk yardım ve AFAD eğitimlerine katıldım. Bunları okulunun size sağlaması gerekiyor. Eğer sağlamıyorsa güvendiğin bir hocana, rektörlüğe, kütüphaneye sorabilirsin. Diyelim ki okul dışı yapmak istedin, bulunduğun ilçenin, yakın ilçelerin belediyelerine başvurabilirsin. Muhtarlıklar da yardımcı olacaktır. Ayrıca gazete okumayı ihmal etme. Hem bulunduğun şehrin hem de genel, resmi gazetelerden söz ediyorum. Gönüllülerin başvurdukları en önemli yerlerden biri gazeteler oluyor. Diğer yandan bu gazete okumanın başka artıları da var tabi.
2. Linkedin kullanımında aktif olman gerek. Bir işte çalışmak zorunda değilsin. Oradaki haberleri oku, soru sor, yorum yap. Linkedin üzerinden iş ilanlarının sahipleriyle, iş ilanları hakkında görüşmeler yap. O işe kesin olarak niyetli olmak zorunda değilsin. Maksat, karşındakinin bir iş veren olduğunu unutmayıp onun gözünden eksiklerini, tamamlaman gerekenleri görmek. Türkiye ile ilişkileri iyi olan ülkelerin insanlarıyla da alakadar ol. Kıbrıs, Azerbaycan, İsrail, Rusya, Japonya gibi ülkeleri es geçme. İsrail'in kendi politiğini, siyasi durumunu es geçerek söylüyorum bunu. Çünkü en nihayetinde o, onları ilgilendiren bir durum. Haliyle onların haberlerini, yeniliklerini de oku. Ama bunu sadece linkedin üzerinden yapma. Her zaman her daim içinde bulunduğun dünyayı tanıman gerek. Emin ol, ne işime yarayacak dediğin bilgi bile bir gün karşına çıkabiliyor. Denendi ve yaşandı.
3. Detaya inmek. Staja şu kadar günüm var diyerek gidip asker gibi şafak tutma ve bitirme gözüyle bakma. Öğrenme gözüyle bak çünkü orada gerçekten öğrenmek için varsın. Ne kadar soru sorar ve ne kadar karşındakini dinleyip detayları ele geçirirsen artıların beklediğinden fazla olur. O gün stajda öğrendiğini gelip internetten araştır. Yarın neler öğrenebilirsin diye de birkaç şey mutlaka oku. Staj verenlerin en büyük bıkkınlığı eli boş gelenler oluyor ve bu onların da öğretme şevkini büyük ölçüde kırıyor. Kendini -kişisel bilgilerini- çok açma ve işini ön plana koyduğunu göster. Stajının ardından güzel anılırsan orada olmasa bile, oradaki insanların seni güzel hatırlamaları başkalarına da tavsiye etmelerine neden olur, unutma.
4. En alakasız denebilecek işlere bile başvurup iş görüşmelerine gitmek. Kendi alanında da ... yıl deneyimli arıyoruz deseler bile başvurmak. İş piyasasını ve dış dünyayı gerçekten tanımak gerekiyor. O insanların beklentilerini öğrendikçe de hangi alanda ne şekilde çalışman gerektiğini anlıyorsun ve mesela sende bekledikleri deneyim yok ama gittin görüştün. Senden aldıkları izlenim pozitif olursa deneyimi göz ardı edip eğitimi biz verebiliriz diye düşünenler dahi var dediğim gibi. Çünkü senin işe ihtiyacın olduğu kadar onların da bir çalışana ihtiyaçları var.
6. Kulüp aktiviteleri ileriki çalışma yaşamında 'ekip çalışması' kültürüne alıştırır seni. Kendini dinletmeyi de dinlemeyi de öğrenirsin. Kime nasıl hitap etmen gerektiğini de. O yüzden ekip çalışmasının yatkın olduğu etkinliklerde mutlaka bulunmalısın.
7. Almanca, Felemenkçe, İspanyolca, Fransızca. Önceliğini şu dillerin en azından A1 seviyesine ver. Avrupa'nın çoğu ülkesinde Almanca, Felemenkçe mevcut. İspanyolca'nın dünya üzerinde nüfus yoğunluğu var ve Fransızca'nın da. Gelelim doğu ve uzakdoğuya. Çince çok güzel bir dil olsa da ben olumlu bakmıyorum. İşin mühendislik kısmında özellikle Japonca'ya daha ağırlık verilmeli bence. Bizzat bunu kendim de çok yakınımda gördüm. Çalıştığı şirket artık bütün Japonya işlerini ona veriyor ve en az 6 ayı Japonya'da ya da teknoloji fuarlarında geçiyor. Benim A2 Almancam, A2 Rusça'm, B1 İngilizce'm var. Felemenkçe, Fransızca üzerine yoğunlaşmaya başladım. Rusça eğer istersen bence en azından alfabesini kavramalısın çünkü gerisi zaten kolayca geliyor.
Başka soruların varsa da buradayım. Umarım yanıtlarım işe yarar