Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
ben nerdeyse 3 4 aydir kapanmak istiyorum ne ailem engel ne başkaları bunuda belirtmek istedim. Kuran kursuna falanda cok gittim ne zaman başörtü taksam kendimi çirkin buluyorum. Evde kendi kendime yapıyorum saçmaladığımı( yaparken şekli falan) zannediyorum o yüzden yakışmıyor diyorum. Birde lise son sınıfa geçtim ordakiler açık olduğumu biliyor tabii bi kaç defa konu açıldı bende istiyorum falan dedim sen mi falan dediler çok yakışır umarım falan dediler. Ama onların tepkilerinden falanda korkuyorum kimse ne diyebilir ama herkes şaşıracak o yüzden lise bitsin o yaz kapanacağım dedim ama erken kapanmak istiyorum. Birde belirtmek istedim bu yaslarda kapanmak benim çocukluk hayalimdi o zamanlar kapalı kadınları çok güzel bulurdum. Uzun oldu okuyupta fikir belirtirseniz teşekkür ederim.
ben nerdeyse 3 4 aydir kapanmak istiyorum ne ailem engel ne başkaları bunuda belirtmek istedim. Kuran kursuna falanda cok gittim ne zaman başörtü taksam kendimi çirkin buluyorum. Evde kendi kendime yapıyorum saçmaladığımı( yaparken şekli falan) zannediyorum o yüzden yakışmıyor diyorum. Birde lise son sınıfa geçtim ordakiler açık olduğumu biliyor tabii bi kaç defa konu açıldı bende istiyorum falan dedim sen mi falan dediler çok yakışır umarım falan dediler. Ama onların tepkilerinden falanda korkuyorum kimse ne diyebilir ama herkes şaşıracak o yüzden lise bitsin o yaz kapanacağım dedim ama erken kapanmak istiyorum. Birde belirtmek istedim bu yaslarda kapanmak benim çocukluk hayalimdi o zamanlar kapalı kadınları çok güzel bulurdum. Uzun oldu okuyupta fikir belirtirseniz teşekkür ederim.
Birazcık klişe olacak ama ne istersen onu yap hayat senin.Birde son sınıfın zaten okulun son zamanlarında okula da gitmeyeceksin.Lisedekilerle maceran artık bitiyor yüzlerini bir daha görmeyeceksin
.Okulların açılmasına daha iki ay var dene istersen en azından dışarı kapalı bir biçimde çık.Kendini rahat hissedersen okul başladığında devam edersin.
Ben de kapalıyım. Ben altıncı sınıftayken din hocamız camiye götürmüştü. Namazı uygulamalı olarak göstermek için o zaman camiye kapalı gitmiştim kuzenim de kapalı gitmişti ve kuzenim o zaman kapandı ben de çok istemiştim kapanmayı ama annem izin vermedi çok erken falan dedi. Sonra yaz tatili oldu. Bir kuzenim bize gelmişti beni açık saçlı görünce anneme neden kapanmıyor diye sordu o da bilmem dedi. Kuzenim de benden yaşça büyük hatta kızı bile benden büyük her neyse. Annem de bana kapan dedi ama ben istemedim çünkü heves ettiğim zaman hevesimi kırmıştı. 7. sınıfa geçtim ekim ayıydı aniden bana kapanma isteği geldi ve kuzenime pazartesi günü okula kapalı geleceğim dedim o da merakla bekliyorum dedi. Ben de pazartesi günü mor şal takarak okula geldim. Kimse yadırgamadı hatta çok yakıştığını söylediler. Beden hocamız Yusuf hocam ayrıca sınıf öğretmenimiz de oluyor. Yeni tarzın çok yakışmış dedi o zaman çok mutlu olmuştum öyle dedi diye. Ben de teşekkür ederim hocam dedim. O zamandan beri kapalıyım. Gayet memnunum halimden .
Eğer kapanacaksan şu an penye şallar çok popüler . Ben penye şal takmıyorum ama birçok kişi çok rahat ve kullanışlı olduğunu söylüyor. Bambi şallar da çok kullanışlı hem de rahat hem büyük hem de serin. Ben pek şal takmıyorum ama Bambi şalı takmayı seviyorum.
ben nerdeyse 3 4 aydir kapanmak istiyorum ne ailem engel ne başkaları bunuda belirtmek istedim. Kuran kursuna falanda cok gittim ne zaman başörtü taksam kendimi çirkin buluyorum. Evde kendi kendime yapıyorum saçmaladığımı( yaparken şekli falan) zannediyorum o yüzden yakışmıyor diyorum. Birde lise son sınıfa geçtim ordakiler açık olduğumu biliyor tabii bi kaç defa konu açıldı bende istiyorum falan dedim sen mi falan dediler çok yakışır umarım falan dediler. Ama onların tepkilerinden falanda korkuyorum kimse ne diyebilir ama herkes şaşıracak o yüzden lise bitsin o yaz kapanacağım dedim ama erken kapanmak istiyorum. Birde belirtmek istedim bu yaslarda kapanmak benim çocukluk hayalimdi o zamanlar kapalı kadınları çok güzel bulurdum. Uzun oldu okuyupta fikir belirtirseniz teşekkür ederim.
Gözün alışmadığı için yakışmıyor diye düşünebilirsin ama ben yakışmayan tesettürlü görmedim. Çok garip aykırı örten bir iki tip var, onlar ayrı mevzu tabii endişeni anlıyorum ama insanları memnun etmenin bir yolu yok, emin ol diğer durumda başka başka eleştirileri olur. Hazır bu kadar istiyorken daha fazla bekleme derim, yarın var ama yarın biz olur muyuz belli değil.
ben nerdeyse 3 4 aydir kapanmak istiyorum ne ailem engel ne başkaları bunuda belirtmek istedim. Kuran kursuna falanda cok gittim ne zaman başörtü taksam kendimi çirkin buluyorum. Evde kendi kendime yapıyorum saçmaladığımı( yaparken şekli falan) zannediyorum o yüzden yakışmıyor diyorum. Birde lise son sınıfa geçtim ordakiler açık olduğumu biliyor tabii bi kaç defa konu açıldı bende istiyorum falan dedim sen mi falan dediler çok yakışır umarım falan dediler. Ama onların tepkilerinden falanda korkuyorum kimse ne diyebilir ama herkes şaşıracak o yüzden lise bitsin o yaz kapanacağım dedim ama erken kapanmak istiyorum. Birde belirtmek istedim bu yaslarda kapanmak benim çocukluk hayalimdi o zamanlar kapalı kadınları çok güzel bulurdum. Uzun oldu okuyupta fikir belirtirseniz teşekkür ederim.
Canın nasıl istiyorsa öyle yap bence. 1-2 hafta konuşurlar sonra umursamazlar. Lisede gündem çok hizlı değişiyor malum. Eger istiyorsan beklemene gerek yok bence. Zaten uzun zamandır düşünüyormuşsun.
Penye şallar çok rahat ama bende kendime yakıştıramadığım için takmıyorum bürümcük şalı önerebilirim bende seninkine ek olarak. Yazın hem rahat oluyor takması
Benim taktığım da bürümcük şalıymış ama ben adını Bambi diye biliyordum. Ben pek şal takmasını seven bir insan değilim takabildiğim ve kendime yakıştırdığım tek şal bürümcük şalı. O da arkadaşlarım takmamı isterse takarım. Genelde yazma eşarp takıyorum. Evde falan hep yazma taktığım için dışarıda yazma eşarp takması çok daha kolay oluyor. Hem hafif , serin , şekil vermesi daha kolay.
Ya eşarp takmak biraz alışma meselesi. Ben de çok uzun süre evde kaldığımda dışarı çıkarken eşarp takınca aynada acaba olmadı mı yaa falan oluyorum ki kaç yıldır kapalıyım. Doğru bağlama şekli bir süre sonra oturuyor hiç merak etme ya da videoları vs oluyor onlara da bakabilirsin
Bir de hazır konu açılmışken ben kaliteli(?) bir markanın ince pamuklu şallarını kullanıyordum fakat bunlar ütülenmiyor. Çok kırışıyor ve ütüyü en dusuge aldığım halde yakıyorum bana nolur güzel pamuklu ya da penye eşarp linki yollar mısınız dilenci değilim ama bir link
Bence nasıl istiyorsan öyle yap. İnsanları umursama. Ben de kapalıyım. Liseye geçerken kapanmıştım. O yüzden pek bir tepki ile karşılaşmadım. Ailemde herkes kapalı olduğu için. İlk zamanlar ben de başortüsünü oturtamıyordum başıma. Benim zamanımda bu kadar farklı şal ve eşarp çeşitliliği de yoktu. Saten eşarplar vardı. Hep kayardı zor yapardım. Ama zamanla alışmıştım. Ve o zamandan bu zamana (yaklaşık 13 yıl oldu) eşarp ve şal bağlama stilimi kaç kez değiştirdiğimi bilmiyorum. O yüzden yapamıyorum diye düşünme.
Çeşitli düz renk tülbentler var. Onları önerebilirim. Nasıl anlatayım bilmiyorum ama tülbent satan yerlerde bakabilirsin çeşitlerine. en beğendiklerinden alıp deneyebilirsin. Onları yapması da kolay oluyor hem de hafif ve hemen her yerde takılabiliyor (düğün dernek hariç). İlk zamanlar için yapması rahat olabilir. Sana tavsiyem çok kaymayacak tarz kumaşlardan şal ve eşarplar tercih etmen. Bir de kapanmadan önce kendini gerçekten hazırlarsan daha iyi olur. Çevremde kapanıp sonra açılan insanlar oldu. He o da bir tercih ama sonradan açıldığında, kapandığından daha farklı tepkilerle karşılaşılabiliyor o açıdan iyi düşünüp, kendini hazırlamak lazım. Eğer şimdi kapanmak istiyorsan insanları takma kapan. Sadece gözler bir süre üzerinde olur ama sonra geçer. Genelde de iyi tepkiler alırsın bence.
Ya eşarp takmak biraz alışma meselesi. Ben de çok uzun süre evde kaldığımda dışarı çıkarken eşarp takınca aynada acaba olmadı mı yaa falan oluyorum ki kaç yıldır kapalıyım. Doğru bağlama şekli bir süre sonra oturuyor hiç merak etme ya da videoları vs oluyor onlara da bakabilirsin
Bir de hazır konu açılmışken ben kaliteli(?) bir markanın ince pamuklu şallarını kullanıyordum fakat bunlar ütülenmiyor. Çok kırışıyor ve ütüyü en dusuge aldığım halde yakıyorum bana nolur güzel pamuklu ya da penye eşarp linki yollar mısınız dilenci değilim ama bir link
Ütülerken üstüne ütü bezleri oluyor ya da başka bir tülbent koyarak üteleyebilirsin. Ben yanabilecek olan eşyalarımın üstüne tülbent koyup ütülüyorum genelde. O üstüne koyacağın tülbenti hafif ıslatarak da deneyebilirsin belki. Ama pamuklu şeyler hemen yanmaz aslında. Naylonlu şeyler ateşle yaklaşılınca tutuşuyor ya da ütü değince yapışıyor genelde. İnternetten eşarp vs.almıyorum o yüzden link veremem ama ütü için önerim bu şekilde.
Bence nasıl istiyorsan öyle yap. İnsanları umursama. Ben de kapalıyım. Liseye geçerken kapanmıştım. O yüzden pek bir tepki ile karşılaşmadım. Ailemde herkes kapalı olduğu için. İlk zamanlar ben de başortüsünü oturtamıyordum başıma. Benim zamanımda bu kadar farklı şal ve eşarp çeşitliliği de yoktu. Saten eşarplar vardı. Hep kayardı zor yapardım. Ama zamanla alışmıştım. Ve o zamandan bu zamana (yaklaşık 13 yıl oldu) eşarp ve şal bağlama stilimi kaç kez değiştirdiğimi bilmiyorum. O yüzden yapamıyorum diye düşünme.
Çeşitli düz renk tülbentler var. Onları önerebilirim. Nasıl anlatayım bilmiyorum ama tülbent satan yerlerde bakabilirsin çeşitlerine. en beğendiklerinden alıp deneyebilirsin. Onları yapması da kolay oluyor hem de hafif ve hemen her yerde takılabiliyor (düğün dernek hariç). İlk zamanlar için yapması rahat olabilir. Sana tavsiyem çok kaymayacak tarz kumaşlardan şal ve eşarplar tercih etmen. Bir de kapanmadan önce kendini gerçekten hazırlarsan daha iyi olur. Çevremde kapanıp sonra açılan insanlar oldu. He o da bir tercih ama sonradan açıldığında, kapandığından daha farklı tepkilerle karşılaşılabiliyor o açıdan iyi düşünüp, kendini hazırlamak lazım. Eğer şimdi kapanmak istiyorsan insanları takma kapan. Sadece gözler bir süre üzerinde olur ama sonra geçer. Genelde de iyi tepkiler alırsın bence.
Gönderi otomatik olarak birleştirildi:
Ütülerken üstüne ütü bezleri oluyor ya da başka bir tülbent koyarak üteleyebilirsin. Ben yanabilecek olan eşyalarımın üstüne tülbent koyup ütülüyorum genelde. O üstüne koyacağın tülbenti hafif ıslatarak da deneyebilirsin belki. Ama pamuklu şeyler hemen yanmaz aslında. Naylonlu şeyler ateşle yaklaşılınca tutuşuyor ya da ütü değince yapışıyor genelde. İnternetten eşarp vs.almıyorum o yüzden link veremem ama ütü için önerim bu şekilde.
Ya ben çok düz mantık bir insandım ama geliştim sayenizde teşekkür ederim evet pamuklu diyor ama orana bakmadım belki de polyester de içeriyordur kıyafet içeriği konusunda pek iyi değilim dikkat etmem lazımdı işte yaka yaka öğreniyor insan xabsnnsjd
Lisede olduğuna göre yaşın daha çok çok genç bu tarz kararlar için 20-25 yi geçmeyi bekmeni tavsiye edebilirim. Kendimden örnek vereyim lisedeki ben ile üniden sonraki ben aynı kişi değiliz. Aynı şey dövme yapanlar içinde geçerli mesela… çok radikal kararlar ve geri dönmekte çok kolay olmuyor vicdani sorumluluğunu bıtakamıyorsun bi yandan da olmak şstediğin sen olmadığını farkediyorsun. Bunlar örnekler tabi ki çok mutlu da olabilirsin. Yine de yaşının çok küçük olduğunu düşünüyorum senden 10 yaş falan büyüğümdür büyük ihtimal. Ayna da tamam diyemeyişinden de bi tık bunu anlıyorum çünkü çevremde benzer vakalar yaşadım. Tabi ki yine aenin hayatın nasıl mutlu olacağına inanıyorsan öyle yaşa
İnsanların ne dediğini / diyeceğini asla umursama hayat senin hayatın ister kapanırsın ister açılırsın Allah ile kul arasında olan bir şey bu sonuçta. Ben tesettürlü olmadığım için eşarp tavsiyesi veremiycem ama youtubeda tutorial bulabilirsin belki bağlama çeşitleri için. Bi de cildin sıcak ya da soğuk alt ton hangisiyse ona uygun renkte örtüler alırsın. Bir de kapalı arkadaşlar kaşlarının rengini bir iki ton açıyorlar açıcı ile onu çok yakıştırıyorum ben. Hayırlı olsun kararın
İyi ya yükselmemiş o kadar ben 65 e almıştım, benim ablamın görümcesi pahalı bir markanın eşarbına 600 TL vermiş duyunca şok oldum o parayı bana verse kaç tane şal alırdım ben şal cenneti yapardım yeminle.
Ya belki de 1 tane alıp uzun yıllar kullanmayı düşünüyor olabilir benim aldıklarım da 200 bandindaydi normalde cavsbnsjs ve evet penye şallar baya ucuzmus gelsin beğenirsem 2 tane daha alıp bütün yıl done done takacağım
ben nerdeyse 3 4 aydir kapanmak istiyorum ne ailem engel ne başkaları bunuda belirtmek istedim. Kuran kursuna falanda cok gittim ne zaman başörtü taksam kendimi çirkin buluyorum. Evde kendi kendime yapıyorum saçmaladığımı( yaparken şekli falan) zannediyorum o yüzden yakışmıyor diyorum. Birde lise son sınıfa geçtim ordakiler açık olduğumu biliyor tabii bi kaç defa konu açıldı bende istiyorum falan dedim sen mi falan dediler çok yakışır umarım falan dediler. Ama onların tepkilerinden falanda korkuyorum kimse ne diyebilir ama herkes şaşıracak o yüzden lise bitsin o yaz kapanacağım dedim ama erken kapanmak istiyorum. Birde belirtmek istedim bu yaslarda kapanmak benim çocukluk hayalimdi o zamanlar kapalı kadınları çok güzel bulurdum. Uzun oldu okuyupta fikir belirtirseniz teşekkür ederim.
Açıkcası dürüst olmam gerekirse, sana kapanmanı önermem çünkü esasen islamda başörtüsünün olmadığı bir gerçektir. Nur suresi 31. ayette 'hımar' diye geçen sözcük başörtüsünü kastetmek için değil, kadınların ziğnetleri olan göğüsleri kapsar. İslamda tesettürün amacı karşı cinsin bize baktığı zaman şehvet edici görünen uzuvların hem biz hemde karşı cinsin, karşılıklı olarak örtmesidir. Bu merak unsuru olan uzuvlar ise Kur'an'da bahsedildiği gibi, ziğnetler yani kadınlarda göğüs ve vajinal bölgedir. Ben şahsen bir saç telinin birer şehvet edici uzuv olarak kabul etmiyorum. Ve ayrıca Allah bizden bu kadarını istemesine rağmen, biz bunu yeterli bulmuyor isek, Allah'ın dinini Allah'a öğretme çabamız bence tamamen birer şirktir. Bunca zaman bu kelimenin kasten yanlış çevirilmesi ; gerek gerici zihniyetlerin kadını gerek kendi eril düşüncelerine hapsetme- kontrol etme çabası, gerekse de Orta Doğu'nun kadını toplumsal hayattan uzaklaştırma gayelerinin birer meyvesi olarak günümüze gelmiş bir meseledir. Benim anlattıklarıma inanmak istemiyor olabilirsin. Sana tek tavsiyem; Nur suresi 31, ayeti meal sitelerinden karşılaştırarak okuman ve bir saç telinin nasıl oluyorda şehvet edici birer uzuva dönüşebildiğini kendi akli mahkemende yargılaman. Sana bir diğer tavsiyem ise; Yaşar Nuri Öztürk ve özellikle Edip Yüksel' başörtüsü ve diğer İslam'da olmayan Orta Doğu'nun gericiliğinin sinsice bir toplumu belirli normlara uygun yaşatmak adına İslam'a eklenen gericilikleri anlattıkları videoları izlemen, kitap ve makalelerini okumadır. Şunu unutma ki; bir toplumu etkilemek ve kendini her ne kadar gerici olan normlarına alıştırmak, adeta tabir-i caizse bir modern kültürü yıkıp başka bir gerici kültür inşası yapmak, kültür mühendisliğine sayunmak birer topluma yapılan bir sinsiliktir.. Bu dinin tek sahibi Yüce Allah bizden bu kadarını isterken, biz kullar nasıl oluyorda onun dininde ki kuralları yetersiz bulup ekleme yapma gayesinde bulunabiliyoruz ? Allah'ın bize sunmuş olduğu Kur'an'ı kerimden sapmayalım ve böyle gerici kadınları sosyal hayattan men etmek isteyen insanların kültründen çıkan konuları, direkt kabul etmek yerine Allah'ın bizden en çok istediği davranışlardan birisi olan; akıl etme, araştırma yetisini kullanalım. İyi günler.
Edip yüksel gibi yazmışsın bu konuda sana katılamıyorum. Bu yüzden bende edindiğim bilgiyi paylaşayım
Hımâr kelimesinin sadece kadınların kullandığı başörtüsü anlamında olduğunu meşhur Arapça sözlükler dile getirmektedirler. Bunlardan ikisi olan Müfredat ve Lisan’ül Arab’da, şu ifadeler yer almaktadır:
أصل الخمر: ستر الشيء، ويقال لما يستر به: خِمَار، لكن الخمار صار في التعارف اسما لما تغطّي به المرأة رأسها
الخَمْر(el-hamr)ın kök anlamı bir şeyi örtmektir. Onu örten şeye de hımâr denmiştir. Ancak hımâr Arap örfünde kadının başını örttüğü örtüye isim olmuştur.[3]
والخِمَارُ للمرأَة، وَهُوَ النَّصِيفُ، وَقِيلَ: الْخِمَارُ مَا تُغَطِّي بِهِ المرأَة رأْسها، وَجَمْعُهُ أَخْمِرَةٌ وخُمْرٌ وخُمُرٌ. والخِمِرُّ
Hımâr kadın içindir ve baş örtüsüdür (nasîf). Kadının başını örttüğü şeye hımâr denmiştir. Çoğulu ehmira, humr, humur, himir’dir.[4]
Görüldüğü gibi her iki Arap lugatinde de kelimenin anlamı kadının baş örtüsüdür. Öyle ki bu kelime erkeğin başına örttüğü herhangi bir örtü için bile kullanılmaz. Sadece kadına has olan baş örtüsüne isim olmuştur. Tıpkı bunun gibi Arapça’da sadece kadının başını örttüğü örtüler için kullanılan başka kelimeler de vardır: Nikab, nasif, miknaa, kınâ’, mi’kab, buhnuk, gıfâre, burku‘ (burka‘), sıkā‘, savkaa, mülâe/milâe. Bu kelimelerin tamamı sadece kadına has olan başörtüsü için kullanılır ve hiçbiri için ayrıca baş (re’s) kelimesi kullanılmaz. Bu durum Türkçemizde de böyledir. Dilimizde kadının başına örttüğü örtüye isim olmuş kelimeler şöyle sıralanabilir: Yaşmak, yemeni, tülbent, yazma, bürüncek, çember, kadın fesi, ferace, maşlah, tepelik, hotoz, tandırbaş, kundak yemeni, salma yemeni.[5]
Kısacası Edip Yüksel’in verdiği örnek hımâr kelimesinin değil hamara fiilinin örneğidir. Oysa bize hımâr kelimesinin kadının başörtüsü anlamına gelmediğini kanıtlaması gerekir. Verdiği ikinci örnek de yukarıdaki ile benzer ifadeler içermektedir. Üçüncü örneği ise şudur:
والخُمْرَةُ: حَصِيرَةٌ أَو سَجَّادَةٌ صَغِيرَةٌ تُنْسَجُ مِنْ سَعَفِ النَّخْلِ وتُرَمَّلُ بِالْخُيُوطِ، وَقِيلَ: حَصِيرَةُ أَصغر مِنَ المُصَلَّى، وَقِيلَ: الخُمْرَة الْحَصِيرُ الصَّغِيرُ الَّذِي يُسْجَدُ عَلَيْهِ. وَفِي الْحَدِيثِ: أَن النَّبِيَّ، ﷺ، كَانَ يَسْجُدُ عَلَى الخُمْرَةِ؛ وَهُوَ حَصِيرٌ صَغِيرٌ
“Humra bir hasırdır veya hurma dalından örülmüş küçük bir seccadedir. Hasırın namazlıktan daha küçük olduğu söylenir. Humranın ise üzerine secde edilen küçük hasır olduğu söylenir. Hadiste Nebi Aleyhisselamın humraya secde ettiği geçer ki o da küçük bir hasırdır.”
Yüksel’in verdiği hımâr kelimesinin başörtüsü değil sıradan bir örtü anlamına geldiğini çünkü kök harleri olan “hamara” fiilinin örtmek anlamında olduğunu söylemektedir. Oysa verdiği bu örnekte yine aynı kök harflerinden türemiş bir kelime olan “humra” kelimesinin de herhangi bir örtü değil, kendisinin de okuduğu gibi “hasır veya küçük seccade” anlamına geldiği açıkça görülmektedir. Yani “humra” nasıl hamara kökünden türemiş özel bir isim ise ve sadece örtü anlamına gelmiyor, “üzerinde secde yapılan özel bir örtü” anlamına geliyorsa hımâr da öyledir. O da aynı kökten türemiş özel bir örtü olan kadının başörtüsüdür. Bu örneğin Edip Yüksel’i desteklemesi için humra’nın da sadece örtü anlamına gelmesi, seccade anlamı için, “secde edilen humra” denmesi gerekirdi. Ayrıca bu iddiaları ortaya atanların Arapça bildikleri doğru ise asıl cevaplamaları gereken soru şudur: Tüm sözlüklerin de söyledikleri gibi hamara fiili örtmek anlamına geliyorken Yüce Allah neden ayetinde bu fiili kullanmamış da bu fiilden türetilmiş bir isim olan hımâr kelimesini tercih etmiştir? Öyle ya; eğer Rabbimizin maksadı yakayı örtmeyi emretmekse, hamara fiili de örtmek anlamına geldiğine göre Arapça bakımından kurulması gereken cümle وليخمرن جيوبهن“ ve’l yahmirne cüyûbehunne” şeklinde olmalıydı. Bu cümlede hamara fiili kullanılmakta ve kadınlara “yakalarını örtsünler” emri verilmektedir.
Bunun dışında ahzab suresinde de dış örtüden bahsedilir veyahut peygamberimizin sünnetinden bazı olayları örnek alırız. Ki kuranda hz muhammed'in sünnetine uymak geçer ve bu Allah'ın emri. Senin aksine bir kişinin lafına inanmak oluyor bu sünnete ve kurana inanan biri olarak örtünün ne olduğunu doğru anladığımı düşünüyorum. Ve bunun gerici düşüncelerle oluşturulmuş olma olasılığını anlamsız buldum. Tabi yine sizin fikriniz ve benim fikrim uyuşmak zorunda değil
Merhaba, öncelikle "ki kuranda hz muhammedin sünnetine uymak geçer ve bu Allah'ın emri" demissin. Kur'an'da sünnete uymak geçmez buna örnek olarak, Araf Suresi 185:
Göklerin ve yerin egemenliğine ve ALLAH'ın yarattığı şeylere bakmazlar mı? Son anlarının yaklaşmış olabileceğini hiç düşünmezler mi? Bundan sonra artık hangi hadise (söze) inanırlar?
Casiye Suresi 6:
İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah'tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar?!
Mürselat Suresi 50:
Artık bundan sonra hangi hadise (söze) inanırlar?
Zümer Suresi 23:
Allah, sözün/hadisin en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili mânalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir. Sonra da hem derileri hem de kalpleri, Allah'ın zikri/Kur'an'ı karşısında yumuşar. Bu, Allah'ın kılavuzudur ki, onunla dilediğini/dileyeni hidayete erdirir. Allah'ın saptırdığına gelince, ona kılavuzluk edecek yoktur.
Kalem Suresi 37:
Yoksa bir kitabınız var da onu mu okuyup duruyorsunuz?
Araf Suresi 3:
Rabbinizden size indirilene uyun; ondan başka velilere uymayın. Ne kadar az öğüt dinliyorsunuz! Siz de Rabbinizden size indirilene uyun; kendinize Ondan başka dostlar edinip de onlara uymayın. Ne kadar az öğüt tutuyorsunuz!
Bu yazdığım ve daha nice sureyi örnek gösterebiliriz. Allah'ın dininde sadece Allah kural koyabilir, Peygamber sadece birer elçidir. Onunda aynı Allah gibi dinde kural koyabileceğini savunmak tamamen birer şirktir. Örnek olarak ise,
Araf Suresi 184:
Düşünmediler mi ki, o arkadaşlarında cinnetten eser yok. Apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir o.
Sebe Suresi 46:
De ki, "Size bir tek öğüdüm var: ALLAH için ikişer ikişer, yahut teker teker kalkın, sonra düşünün. Sizin arkadaşınızda bir delilik yoktur. O sadece, çetin bir cezadan önce sizi uyaran birisidir."
Sebe 46 : (Ey Muhammed!) De ki: “Ben size ancak bir tek şeyi, Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkıp düşünmenizi öğütlüyorum. ARKADAŞINIZ Muhammed’de cinnetten eser yoktur. O, şiddetli bir azaptan önce sizin için ancak bir uyarıcıdır.” ( Diyanet meali)
Necm 2: ARKADAŞINIZ (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı. (Diyanet meali)
Tekvir 22: ARKADAŞINIZ (Muhammed) asla deli değildir. ( Diyanet meali)
Tevbe 40:….. Hani o ARKADAŞINA, “Üzülme, çünkü Allah bizimle beraber” diyordu……(Diyanet meali)
Ali İmran 80: Onun size, “MELEKLERİ VE PEYGAMBERLERİ İLÂHLAR EDİNİN.” DİYE EMRETMESİ DE DÜŞÜNÜLEMEZ. Siz Müslüman olduktan sonra, o size hiç inkârı emreder mi? (Diyanet meali)
Bakara 165: İNSANLAR İÇİNDE ÖYLELERİ VARDIR Kİ, ALLAH DIŞINDA BAZILARINI ALLAH'A EŞ TUTARLAR DA, ONLARI ALLAH'I SEVMİŞ GİBİ SEVERLER. İman sahipleri ise Allah'a sevgide çok kararlı ve taşkındır. Zulme saplananlar, azabı gördüklerinde TÜM KUVVETİN ALLAH'TA BULUNDUĞUNU,Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu fark edeceklerini anlayabilseler!
ve daha nice ayeti örnek gösterebiliriz. Yani sizin anlayacağınız dinde sadece bu dinin sahibi Allah kural koyabilir.
Edip yüksel gibi yazmışsın bu konuda sana katılamıyorum. Bu yüzden bende edindiğim bilgiyi paylaşayım
Hımâr kelimesinin sadece kadınların kullandığı başörtüsü anlamında olduğunu meşhur Arapça sözlükler dile getirmektedirler. Bunlardan ikisi olan Müfredat ve Lisan’ül Arab’da, şu ifadeler yer almaktadır:
أصل الخمر: ستر الشيء، ويقال لما يستر به: خِمَار، لكن الخمار صار في التعارف اسما لما تغطّي به المرأة رأسها
الخَمْر(el-hamr)ın kök anlamı bir şeyi örtmektir. Onu örten şeye de hımâr denmiştir. Ancak hımâr Arap örfünde kadının başını örttüğü örtüye isim olmuştur.[3]
والخِمَارُ للمرأَة، وَهُوَ النَّصِيفُ، وَقِيلَ: الْخِمَارُ مَا تُغَطِّي بِهِ المرأَة رأْسها، وَجَمْعُهُ أَخْمِرَةٌ وخُمْرٌ وخُمُرٌ. والخِمِرُّ
Hımâr kadın içindir ve baş örtüsüdür (nasîf). Kadının başını örttüğü şeye hımâr denmiştir. Çoğulu ehmira, humr, humur, himir’dir.[4]
Görüldüğü gibi her iki Arap lugatinde de kelimenin anlamı kadının baş örtüsüdür. Öyle ki bu kelime erkeğin başına örttüğü herhangi bir örtü için bile kullanılmaz. Sadece kadına has olan baş örtüsüne isim olmuştur. Tıpkı bunun gibi Arapça’da sadece kadının başını örttüğü örtüler için kullanılan başka kelimeler de vardır: Nikab, nasif, miknaa, kınâ’, mi’kab, buhnuk, gıfâre, burku‘ (burka‘), sıkā‘, savkaa, mülâe/milâe. Bu kelimelerin tamamı sadece kadına has olan başörtüsü için kullanılır ve hiçbiri için ayrıca baş (re’s) kelimesi kullanılmaz. Bu durum Türkçemizde de böyledir. Dilimizde kadının başına örttüğü örtüye isim olmuş kelimeler şöyle sıralanabilir: Yaşmak, yemeni, tülbent, yazma, bürüncek, çember, kadın fesi, ferace, maşlah, tepelik, hotoz, tandırbaş, kundak yemeni, salma yemeni.[5]
Kısacası Edip Yüksel’in verdiği örnek hımâr kelimesinin değil hamara fiilinin örneğidir. Oysa bize hımâr kelimesinin kadının başörtüsü anlamına gelmediğini kanıtlaması gerekir. Verdiği ikinci örnek de yukarıdaki ile benzer ifadeler içermektedir. Üçüncü örneği ise şudur:
والخُمْرَةُ: حَصِيرَةٌ أَو سَجَّادَةٌ صَغِيرَةٌ تُنْسَجُ مِنْ سَعَفِ النَّخْلِ وتُرَمَّلُ بِالْخُيُوطِ، وَقِيلَ: حَصِيرَةُ أَصغر مِنَ المُصَلَّى، وَقِيلَ: الخُمْرَة الْحَصِيرُ الصَّغِيرُ الَّذِي يُسْجَدُ عَلَيْهِ. وَفِي الْحَدِيثِ: أَن النَّبِيَّ، ﷺ، كَانَ يَسْجُدُ عَلَى الخُمْرَةِ؛ وَهُوَ حَصِيرٌ صَغِيرٌ
“Humra bir hasırdır veya hurma dalından örülmüş küçük bir seccadedir. Hasırın namazlıktan daha küçük olduğu söylenir. Humranın ise üzerine secde edilen küçük hasır olduğu söylenir. Hadiste Nebi Aleyhisselamın humraya secde ettiği geçer ki o da küçük bir hasırdır.”
Yüksel’in verdiği hımâr kelimesinin başörtüsü değil sıradan bir örtü anlamına geldiğini çünkü kök harleri olan “hamara” fiilinin örtmek anlamında olduğunu söylemektedir. Oysa verdiği bu örnekte yine aynı kök harflerinden türemiş bir kelime olan “humra” kelimesinin de herhangi bir örtü değil, kendisinin de okuduğu gibi “hasır veya küçük seccade” anlamına geldiği açıkça görülmektedir. Yani “humra” nasıl hamara kökünden türemiş özel bir isim ise ve sadece örtü anlamına gelmiyor, “üzerinde secde yapılan özel bir örtü” anlamına geliyorsa hımâr da öyledir. O da aynı kökten türemiş özel bir örtü olan kadının başörtüsüdür. Bu örneğin Edip Yüksel’i desteklemesi için humra’nın da sadece örtü anlamına gelmesi, seccade anlamı için, “secde edilen humra” denmesi gerekirdi. Ayrıca bu iddiaları ortaya atanların Arapça bildikleri doğru ise asıl cevaplamaları gereken soru şudur: Tüm sözlüklerin de söyledikleri gibi hamara fiili örtmek anlamına geliyorken Yüce Allah neden ayetinde bu fiili kullanmamış da bu fiilden türetilmiş bir isim olan hımâr kelimesini tercih etmiştir? Öyle ya; eğer Rabbimizin maksadı yakayı örtmeyi emretmekse, hamara fiili de örtmek anlamına geldiğine göre Arapça bakımından kurulması gereken cümle وليخمرن جيوبهن“ ve’l yahmirne cüyûbehunne” şeklinde olmalıydı. Bu cümlede hamara fiili kullanılmakta ve kadınlara “yakalarını örtsünler” emri verilmektedir.
Bunun dışında ahzab suresinde de dış örtüden bahsedilir veyahut peygamberimizin sünnetinden bazı olayları örnek alırız. Ki kuranda hz muhammed'in sünnetine uymak geçer ve bu Allah'ın emri. Senin aksine bir kişinin lafına inanmak oluyor bu sünnete ve kurana inanan biri olarak örtünün ne olduğunu doğru anladığımı düşünüyorum. Ve bunun gerici düşüncelerle oluşturulmuş olma olasılığını anlamsız buldum. Tabi yine sizin fikriniz ve benim fikrim uyuşmak zorunda değil
2. Olarak Kur'an'da başörtüsünün geçme konusu ise daha doğrusu geçmeme konusu ise; Kur’an dan. Bu konuda sizlere bazı ayet örneklerini hatırlatmak istiyorum ki, sizlerin başörtüsünün Allah emri olup olmadığını düşünürken, referans olsun. Bakın Allah ayetlerini nasıl göndermiş bizlere.
İsra 89: Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara HER TÜRLÜ MİSALİ ÇEŞİTLİ ŞEKİLLERDE ANLATTIK. Yine de insanların çoğu inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.
Hud 1: Elif, lâm, râ. Bu, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından ayetleri önce sağlam kılınmış, SONRA DA DETAYLANDIRILIP AÇIKLANMIŞ BİR KİTAPTIR.
Hicr 1: Elif, Lam, Ra. Bunlar Kitap'ın ve APAÇIK OLAN KURAN'IN AYETLERİDİR.
Araf 52: Çünkü Biz, gerçekten de onlara, inanacak bir toplum için bir doğru yol, içinde bilgiye dayalı AYRINTILI AÇIKLAMALARDA BULUNDUĞUMUZ BİR KİTAP ulaştırmıştık”.
Kehf 54: Andolsun, BİZ BU KUR’AN’DA İNSANLAR İÇİN HER TÜRLÜ MİSALİ, DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE AÇIKLADIK. Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.
Yukarıdak ayetlere iman ettiğimizi söylüyorsak, söylediğimizi de hayatımıza geçirip, başörtüsü konusunu bu ayetler ışığında anlamalıyız. Yani batıl inançlarımızı yaşayabilmek için, Allah ın ayetlerini kurban etmemeliyiz. Yukarıdaki ayetler üzerinde dikkatle düşündüğümüzde, Allah ayetlerini detaylı, apaçık, ihtilafa düştükleri konularda yol gösteren, her şey için bir açıklama, HER TÜRLÜ MİSALDEN DEĞİŞİK ÖRNEKLERLE, apaçık delillerle gönderdiğini söylüyor. En son yazdığım ayette ise, aslında hiç unutmamamız gereken bir bilgi veriyor ve bakın ne diyor Kehf suresi 54. ayetinde tekrar edelim. "Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlar için, HER TÜRLÜ MİSALİ DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE AÇIKLADIK.
Lütfen yazımızın sonuna kadar bu ayeti hiç unutmayalım, çünkü konu üzerinde düşünmemizde, karar vermemizde yardımcı olacak. Şimdi gelelim konumuza. Müslüman kadınların başlarını örtmeleri farz mıdır? Yani Allah emri midir? Eğer bir kısım din kardeşlerimizin söylediği gibi, başın örtülmesi farz ise, Allah bu emri yukarıda yazdığım ayetler doğrultusunda, Kur’an da apaçık bildirmesi gerekir. Çünkü biz ayetlerimizi hiç şüphe duymadan, açık, anlaşılır ve daha önemlisi her türlü misaller, örnekler vererek açıkladık diyordu. Zaten muhkem kelimesininde anlamı, şüphe duyulmayacak kadar açık ve anlaşılır sağlam, güçlü sözler anlamındadır. DİNİN TEMELİ, ANASI OLAN AYETLERİ MUHKEM BİR ŞEKİLDE GÖNDERDİM DİYOR ALLAH. Başörtü konusunu, bu bilgiler doğrultusunda anlamaya çalışırsak, Allah ın ne emrettiğini de doğru anlamış oluruz. Kadınların başlarını örtmesi farzdır, Allah emridir diye Kur’an dan örnek verilen ayetin o bölümünü, alıntı yaparak önce yazalım ve daha sonra üzerinde düşünelim.
Bu ayette geçen HIMAR kelimenin, başörtüsü mü yoksa yalnız örtü anlamında mı olduğu konusunda, tartışmak istemiyorum. Başörtüsüne delil gösterildiği şekliyle, ayeti yazıp ve bu haliyle anlamaya çalışalım. Çünkü Allah ın kitabında, bir kelimeye farklı bir anlam dahi verseniz, anlatılmak isteneni asla değiştiremezsiniz. Değiştirmeye kalkanlar, ancak kendilerini avuturlar. Çünkü ne diyordu Yaradan, biz her konuda nice misali, değişik şekillerde Kur’an da açıkladık. Buradan da anlıyoruz ki Kur’an, bizzat kendisini anlatan, açıklayan, eşi benzeri olmayan bir rehberdir, nurdur. Ayette verilen emrin, cümlenin yüklemin den, göğüs yani yaka açıklığının, dekoltesinin kapatılması gerektiğini anlıyoruz. Peki, neyle örtün diyor? Ayetin tercüme edildiği şekliyle söylemek gerekirse, başınıza örttüğünüz örtülerin bir kısmıyla, göğüs açıklığınızı örtün diye anladığımızı düşünelim.
Allah hükümlerimi, açıkça veririm dediği halde, bizler ayette hükmü verilen, yapılması istenen, yaka açıklığının, göğüs dekoltesinin kapatılması dışında, ASLINDA AYETTE, BAŞINDA DOLAYLI BİR ŞEKİLDE ÖRTÜLMESİNİ EMREDİYOR ALLAH, DİYEBİLİR MİYİZ bu ayete bakarak? Çünkü başın örtülmesine delil, bu ayetten bu şekilde çıkartılıyor. Dikkat çekici olansa bu ayetten başka, başörtüsünün Allah emri olduğuna dair delil gösterilemiyor, ilginç değil mi sizce. Böyle düşünmek Muhkem ayetin anlamına da ters düşüyor. Çünkü muhkem ayetler sağlamlaştırılmış, hiçbir kuşku duyulmadan apaçık anlamındadır. EĞER TOPLUMUN BİR KISMI, BU AYETTEN BAŞÖRTÜSÜ EMRİNİ ÇIKARTAMIYOR, BİR KISMI ÇIKARTIYORSA, TOPLUM TARTIŞIYORLARSA, DEMEK Kİ BAŞIN ÖRTÜLME EMRİ BU AYETTE MUHKEM BİR ŞEKİLDE VERİLMEMİŞ DEMEKTİR. HATIRLATIRIM ALLAH, BİZ AYETLERİMİZİ ANLAYASINIZ DİYE, MUHKEM YANİ APAÇIK BİR ŞEKİDE İNDİRDİK DİYOR.
Diyelim ki bu ayette açık değil de, dolaylı bir emirle Allah, kadınların başlarının da örtülmesin işaret ediyor diye kabul edelim bir an. Bu durumda ne yapmamız gerekir? Yazımın başında unutmamamız gereken bir ayet var demiştim, hatırladınız mı? Madem bu ayette açık değil, dolaylı bir hüküm verdi Rabbimiz, Kur’an ın başka ayetlerinde, bu hükmü açıklaması, açıkça izah etmesi hükmünü MUHKEM bir şekilde yani KADIN SAÇLARINI ÖRTMELİDİR diye vermesi gerekir. Bu bilgiyi bizlere veren, Kur’an ın bizzat kendisidir hatırlayınız.
Kur’an a baktığımızda, asla hiçbir ayetinde bu konudan bahsetmez, kadın saçlarını örtmelidir demez, bu konuya açıklık getirdiği tek bir ayeti göremezsiniz. Yani kadının başını örtmesine dair, MUHKEM bir ayet yoktur Kur’an da. Başörtüsüne delil getirilmeye çalışılan konuların hepsi, KELİMELERE FARKLI ANLAMLAR YÜKLEYEREK, aslında bu ayette başında örtülmesi, dolaylı anlatılıyor şeklinde delil gösterilir. Ne yazık ki ayetlerde geçen kelimelere, Allah ın hiç bahsetmediği, açıklamadığı, izah etmediği anlamları vererek, kendimize Kur’an dan delil yaratıyoruz. Bu yöntem sizce Allah ın bizlere önerdiği, Kur’an ı anlamamız adına, takip etmemiz gereken yönteme uygun mu?
Bu konuyu düşünmeye devam edelim. Diyelim ki, Allah göğüs açıklığının örtülmesinde verdiği örnekte, başörtüsü sözcüğünü kullanmışsa, bu emri mutlaka dolaylı da olsa, başörtüsüyle yerine getirmeliyiz. Başka bir yöntemle göğüs dekoltesi örtülürse, ayetin hükmünü tam olarak yerine getirmemiş oluruz, diye düşünenleri bir an haklı kabul edelim. Konumuzun daha açık anlaşılabilmesi için, Kur’an dan bir örnek vermek istiyorum. Rabbimiz elçisine, Hac konusunda bir ayet indiriyor ve bakın Hacca gideceklerin hangi yollarla gidebileceği örneğini veriyor.
Hac 27: İNSANLAR ARASINDA HACCI İLAN ET Kİ, GEREK YAYA OLARAK, GEREK UZAK YOLLARDAN GELEN YORGUN DEVELER ÜZERİNDE SANA GELSİNLER.
Allah elçisine, o günün toplumunun imkânları ve halkın yaşamında çok önemli yer tutan ulaşım şekliyle ayetini indiriyor ve diyor ki, İSTER YAYA İSTER DEVE SIRTLARINDA Hacca gidin. Şimdi sizlere soruyorum. Hacca gitmek yaya ve deveyle farzdır, motorlu araç veya uçakla gidemeyiz diyen var mı aramızda? Eğer yok diyorsanız, bahse konu Nur suresi 31. ayeti de aynı şekilde, aynı mantıkla anlamalıyız. Buradan da anlaşılıyor ki, Allah ın ayetlerde verdiği hükümlerini yerine getirmek için, kullandığımız ARAÇ, zamana ve mekâna göre değişebilir, ama HÜKÜM asla değişmez. NUR 31. AYETİNDE AÇIK EMİR GÖĞSÜN ÖRTÜLMESİDİR. BUNU İSTER O GÜNKÜ TOPLUMUN GELENEKLERİNDE OLAN BAŞÖRTÜSÜYLE YAPARSIN, İSTER FARKLI BİR ÖRTÜYLE YAPARSINIZ.
Konunun daha iyi anlaşılması için, daha önce bir yazımda verdiğim örneği tekrarlamak istiyorum. Diyelim ki Allah bir ayetinde, ey iman eden kadınlar, beliniz ve göbeğiniz açıkta kalmasın, onun için giydiğiniz gömleklerinizi aşağıya doğru salın, diye bir ayet indirmiş olduğunu farz edelim. Bu durumda Allah, belin ve göbeğin kapatılmasıyla birlikte, gömleğin de giyilmesinin farz olduğunu emrediyor diyebilir miyiz? Elbette mümkün değil. Hüküm belin ve göbeğin kapanmasıdır. Verilen örnekte GÖMLEK bir araçtır. Araç zamana, mekâna, geleneğe göre değişir, ama hüküm asla değişmez. Allah onun için düşünerek iman edin diyor.
O günde, bugünde Kur’an ın indirildiği toplumda, kadınında erkeğinde başları zaten örtülüydü. Ama neden örtülüydü? Allah emrettiği için mi, yoksa yaşadığı ortamın, iklimin gerekliliğinden mi? Elbette yaşadıkları coğrafyanın gereği, erkekte kadında başlarını örtmek, kendilerini çöl rüzgârından, sıcağından, kumlardan korumak durumundaydılar. Şimdide geleneklerden yola çıkarak, bu konuyu anlamaya çalışalım. Araplarda kadının başının örtülmesi özgür kadın anlamındaydı. Bir başka deyişle, özgürlüğün simgesiydi. YANİ CARİYELER MÜSLÜMAN BİLE OLSALAR, BAŞLARINI ÖRTMELERİ YASAKTI. Dışarıda gezerken cariyemi, hür kadın mı olduğu belli olsun diye. Cariyelerin Müslüman bile olsa, başlarının örtmesinin yasak olması, Kur’an ın indirilmesinin tamamlanmasının sonunda da değişmemişti. Bu durumda sizce, Nur suresi 31. ayeti Allah ın Elçisi, Müslüman olan topluma tebliğ ederken, nasıl tebliğ etmiş olabilir? "EY CARİYELER, MÜSLÜMAN BİLE OLSANIZ, SİZİN BAŞINIZI ÖRTMENİZ YASAKTIR. YALNIZ HÜR KADINLAR BAŞLARINI ÖRTECEK, BU ALLAH IN EMRİDİR DİYE TOPLUMA TEBLİĞ ETMİŞ OLABİLECEĞİNE İNANIYOR MUSUNUZ? Elbette mümkün değil.
Çok ilginçtir, günümüzde yapıldığı gibi, Allah ın Elçisinin devrinde ve dört halife devrinde, hadislerde başörtüsü konusunda hiçbir tartışma olduğuna rastlamıyoruz. Hele hele saçın bir telini gösteren kadın günaha girer sözleri, Allah ın Elçisinin dönemi kadınlarının saçlarının örtme şekli ile hiç örtüşmez. Çünkü Arap kadınları uzun saçlıdır saçlarını örüp, arkasından aşağıya salarmış. Cariyeler arasından, bizlerde Müslüman’ız başımızı örtmek istiyoruz diyen hiç çıkmamış.
Tabiata baktığınızda, hayvan ve bir kısım bitkilerin korunması, örtüsü olsun diye Allah kıllarla kaplamıştır. YANİ KIL BİR ÖRTÜDÜR TABİATTA. İnsanlar içinde aynıdır, kadın ya da erkeğin özellikle başının örtüsü de kıl, yani saçtır. Allah kılı/saçı başımızın örtüsü diye yaratmışsa, o örtüyü de gerekli olmadıkça başka bir örtüyle örtmemizin gerektiğini söylemek, sizce ne kadar doğru olur. İlginçtir Kur’an böyle bir hüküm açıkça vermediği halde, FIKIH inancı, kadının saçlarının örtülmesinin Allah emri olduğunu söyler, ama erkeğin saçından bahsedilmez. Kadının saçı erkeğe namahremse, çekici cinsel objeyse, erkeğin saçının da kadına namahrem olması gerekmez mi? Yorumunu sizlere bırakıyorum.
Bir başka düşünülmesi gereken ise, ülkemizde bundan yaklaşık 40 sene öncesine kadar, bugün türban diye örtülen başörtüsü şeklinin olmadığını görüyoruz. Bu sizleri düşündürmüyor mu? Başın örtülmesi bir gelenektir. Bizlerinde güzel bir geleneği. Bunda hiç şüphe yok. GELENEKLERİMİZİ ELBETTE YAŞATALIM, AMA DİNİN ANA UNSURU YAPMADAN. Bir Müslüman a düşen, din kardeşini Kur’an ile uyarmak olmalıdır. Gerisi herkesin kendisine kalmıştır. Çünkü herkes hesabını kendisi verecektir. İnancında özgürdür, kısıtlanamaz. Allah ın açıkça haram demediği bir konuda, bazı beşeri kaynaklardan yola çıkarak, ya da atalarımızın itikatlarına delil olsun diye, ayetlerde geçen kelimelerin ardından anlamlar çıkararak, bazı şeylere HARAM diyenleri, bakın Allah nasıl uyarıyor.
Enam 150: Şunu da söyle: "Allah şunu haram etmiştir diye tanıklık edip duran şahitlerinizi getirin." EĞER TANIKLIK EDERLERSE SAKIN ONLARLA BİRLİKTE TANIKLIK ETME!Ayetlerimizi yalanlayanlarla ahrete inanmayanların keyifleri ardınca gitme! Onlar, kendi Rablerine başkalarını denk tutuyorlar.
Yüce Rabbimiz, sizlere apaçık ayetler indirdim, düşünün ve nefsinizin ihtirasları ile haramlar edinmeyin diyorsa, sanırım bu konuda çok daha dikkatli olmamız gerekir. Kadınlarda başın örtülmesi Allah emridir diyenler, yukarıdaki ayette Allah ın ikaz ettiği gibi, kadın saçını kapatmalıdır, göstermesi haramdır diyorsanız, bunun kanıtını da Kur’an dan, DOLAYLI DEĞİL APAÇIK, MUHKEM BİR ŞEKİDE GÖSTERMELİSİNİZ. Gösteremiyorlarsa, lütfen bunları söyleyenlere itibar etmeyiniz. Büyük vebal altında kalırsınız.
Biliyorum başını örten birçok din kardeşimden, bu yazımdan dolayı tepki alacağım. Benim söylediklerimi, yazdıklarımı lütfen dikkatle Kur’an ın özünde düşünün ve değerlendiriniz. Amacım başını örten kardeşlerimin, başörtülerini açmaları asla değildir. Buna Rabbimiz şahittir. Amacım geleneklerimizin dinleştirilerek, Allah ın açık bir emri olmadığı halde, bunlarda Allah katındandır demenin, büyük HARAM, büyük GÜNAH olduğunun anlaşılması adınadır.
Dilerim Yüce Rabbimizden, yalnız Kur’an ın haram dediğine haram diyen, kendi nefsimizde haramlar edinmeyip, Allah ın sınırlarını bilen, TAKVA sahibi Rabbin halis kullarından oluruz
Uzun uzun yazmıcam bu konuda hepimiz araştırmalar yapmış düşünmüşüzdür belli ki farklı düşünüyoruz sadece şunu belirteyim belki de yanlış anlattım kuranda hz.Muhammedin sünneti diye geçmez ancak;
Araf Suresi, 158. ayet: De ki: "Ey insanlar, ben Allah'ın sizin hepinize gönderdiği bir elçisi (peygamberi)yim. Ki göklerin ve yerin mülkü yalnız O'nundur. O'ndan başka İlah yoktur, O diriltir ve öldürür. Öyleyse Allah'a ve ümmi peygamber olan elçisine iman edin. O da Allah'a ve O'nun sözlerine inanmaktadır. Ona iman edin ki hidayete ermiş olursunuz.
Diye geçer. Sünnet dediğimizde, Hz.Muhammed'in söz fiil ve takriridir. Yani davranışları yaşanılan hadiseler , hadislerle(tabiki sahih olanlar) örnek almış oluyoruz. Kur'an'a inanan birinin Hz. Muhammed'in sünnetine güvenmemesi ayete ters olur. Peygamberlere iman olan imanın şartlarından birini de yok saymak olur fikrimce. Her neyse bunu açıklamış oldum. Birçoğumuz merakı varsa araştırıyordur zaten daha fazla konuşmama gerek yok
Ek olarak tabiki Hz. Muhammed bir elçi ayetler de böyle geçer. Onun emri diye bir laf kullanmadım. İnanmak davranışları örnek almakla emriymiş gibi düşünüp farz gibi düşünüp yapmak arasında fark var işte böyle düşünseydik şirke girerdik. Sünnete uymanın zorunluluk olmadığı bir farz veya vacip yerine geçmediğini okuyup araştıran herkes biliyordur mutlaka
Başlıca bana karşı vermiş olduğunuz argümandaki Araf suresi 158 ayet çevirisi yanlıştır. Doğrusu "De ki: "Ey halk, ben, hepiniz için, göklerin ve yerin egemenliğine sahip olan ALLAH'ın elçisiyim. O'ndan başka tanrı yok. Diriltir, öldürür." ALLAH'a ve ümmi olan elçisine inanın, nitekim o da ALLAH'a ve sözlerine inanmaktadır. Ona uyun ki doğruyu bulasınız."dır. Buradan da görebileceğiniz gibi Allah tek tanrının o olduğunu ve peygamberin de ona inandığını söyler. Yani burada peygamber kendisi Allah'ın görevini üstlenip hareketlerine uyulmasını istemez. Burada sadece peygambere uyulmasını istenmesinin sebebi; onun da Allah'a inanmış olmasıdır, onun yolundan çıkmayışı onun sözlerini iletmesidir. Yani o zamanki insanlara peygamberi uyun denmesinin sebebi peygamberin dinde Kural al koyabileceğini değil peygamberin birer Elçi olduğu için Allah'ın sözlerini insanlara dağıttığı için insanlar ona inandıkları zaman Allah'ın sözüne de inanmış olacaklardı o yüzden. Ve siz "inanmak davranışları örnek almakla emriymiş gibi düşünüp farz gibi yapmak arasında fark var" demişsiniz ama burada kendinizle çelişiyorsunuz; Allah'ın dininde sadece Allah'ın sözleri bizim örnek alabileceğimiz ve yapabileceğimiz dini aktivitelerdir. Biz başka başka Bir kişi veya ilahı aynı Allah gibi onun da dinde örnek alınabilecek hususlara sahip olduğunu iddia edersek bu bizim şirke girdiğimizde sebebiyet verir. Yaptığımız bu eyleme 'farz' demeyip, 'örnek almak' diyip. Bu yaptığımız davranışın daha yapılabilir göstermemiz yanlış olur. Tekrardan söylüyorum dinde sadece Allah Kural koyabilir Allah'ın kurallarını örnek alabiliriz. Ayrıca sizinle başörtüsü konusunda tartıştığımızdaki verdiğim argümanlarıma cevap vermenizi dilerim. İyi günler.