Ü
Üye silindi 192
Bugün annelerin nasıl birer kutsal canlılar olduğunu bize bir kez daha kanıtlayan kadının hikayesini konuşacağız ve bir kere daha insanların yüzleri hakkında yapılan yorumların nasıl yıkıcı olduğunu göreceğiz.
Mary Ann Bevan 20 Aralık 1874 yılında İngiltere'de doğmuş bir hemşiredir, fakir ama kalabalık ailesinde çoğu kişi de onun gibi çalışırken o bir sebepten ötürü herkesten daha çok ilgi çekiyordur çünkü Mary görenleri hayrete düşüren bir güzelliğe sahiptir daha 18 yaşında olmasına rağmen. Hastalar bile Mary'e ne kadar güzel olduğunu her seferinde söylerlermiş fakat Mary onunla birlikte olmak isteyen erkekleri kabul etmemiş çünkü onun bir hedefi varmış, günübirlik ilişkiler ile gönül eğlendirmek yerine aynı annesi gibi çok güzel bir aile kurmak ve eşiyle ölene dek yaşamak istiyormuş. Çevredekiler tarafından hem güzelliği hem de tertemiz kalbi ile sevilen Mary hayallerine kavuşmuş ve 21-22 yaşlarında çok sevdiği kocası ile evlenmiş. Her şey çok güzel ilerliyorken, Mary çocukları ve kocası ile mutlu ve mesleğini icra ederken hayatını tamamen değiştirecek o hastalığa yakalanmış: Akromegali
Nedir bu Akromegali? Akros ve Megalos kelimelerinin birleşimi ile oluşan Yunanca kökenli Akromegali aslında en kısa tabir ile anormal büyümedir. Ergenlik çağındaki kişiler bu hastalığa kapıldığı müddet devlik baş gösterir fakat yetişkinler bu hastalığa yakalanırsa ergenlik dönemindeki gelişimler oluşmuş olduğundan onlarda sadece el ve ayak genişlemesi, çene ve yüz büyümesi ve sesin kalınlaştığı görülür. Hastalığın tedavisi şu an 2 şekilde olmakta, ya cerrahi ile tedavi olunur ya da ilaç tedavisi yapılır.
Günler geçtikçe yüzü büyüyen ve sesi kalılaşan Ann bu durumdan çok korkar ve hastaneye gider. 20. yüzyıl başlarında Mary'nin hastalığına tedavi bulunamaz hatta hastalığın tanısını bile koyamayıp isim bile bulamazlar ve Mary o hastalık ile yaşamak zorunda kalır. Yüzü büyüdüğü ve sesi kalınlaştığı için hastalar ondan korkmaya başlarlar, eskiden ona iltifat eden o kişiler şimdi hem yüzüne karşı hem de arkasından ne kadar çirkin olduğunu konuşup ona "ucube" diyorlardır, bu sebeple Mary "insanların göz zevkini bozmak sebebiyle" hem yıllardır yaptığı işten olur hem de hiçbir yer onu işe almaz. Peki Mary neden bu kadar hızlı iş arayışına girmişti? Kocası yok muydu, o da çalışmıyor muydu? Malesef kocası o sıralar evin tek geçim kaynağı iken vefat eder fakat Mary bir daha evlenmez çünkü ona çok aşıktır, eşi de öldüğü güne kadar Mary'e destek olmuştur. İş bulamayan Ann ve çocukları sefalet içinde kalırlar, ne yapacağını bilemeyen kadın bir gün gazetede bir yarışma ilanı görür, manşet tam olarak şudur: Dünya'nın en çirkin kadını!
Yapacak bir şey yok gibi görünüyor, bu durumda kim olsa kendini dünyadan soyutlar ve yaşama istediği kalmazdı fakat Mary o kadar güçlü bir kadındı ki sırf çocukları mutsuz olmasın ve aç açıkta kalmasın diye ilanın gösterdiği yarışma alanına gitti. Kazanan kişiye büyük bir miktar para veriliyordu ve kazanan kişi Mary oldu. Sonraki gün kendini gazetelerde görünce çok şaşırdı ama daha kötüsü vardı, gazetelerde Mary'e hakaretler ediliyor ve "ucube sirkine aday" gibi şeyler yazılıyordu. Uzun zamandır bulunduğu bölgedeki halk tarafından zorbalık ve hakaretler alan Mary üzülse de bunu çocuklarına asla belli etmiyordu ve bir adım daha atarak "ucube sirkinde" gösteri yapmaya gitti. Ucube sirki Amerika'daki bir tür gösteridir, çeşitli hastalıklara sahip insanlar burada gösteri alır ve halkı eğlendirmeye çalışır, daha doğrusu insanlar onlara hakaretler ederler ve parmakla göstererek "ne kadar çirkin" gibi şeyler derlerdi. Malesef 20. yüzyılın başlarında ve tahminen 19. yüzyılın sonlarında böyle gösteriler çok fazlaydı ve insan hakları ihlal ediliyordu.
Mary Ann Bevan'ın hayatı kısa sürecekti çünkü bu hastalığa yakalanmış kişiler uzun yaşayamıyordu, Mary hayatını çocuklarına adadı ve çocukları için hakaretlere kulaklarını tıkadı, çocukları onun sayesinde refah içindeydi, onun sayesinde toklardı ve bu fedakarlık için annelerinin tüm dileklerini ellerinden geldiğince gerçekleştirmelilerdi. Öyle de oldu, annelerini yalnız bırakmadılar, Mary'nin son isteği İngiltere'ye gitmek oldu fakat çocukları bunu gerçekleştirdiler mi malesef bilmiyoruz. Bu yüce, kalbi sudan berrak, çocukları için her şeyi göze alan mükemmel kadın 26 Aralık 1933 yılında hayata gözlerini yumdu. Mary'nin hikayesi bize annelerin ne kadar kusursuz ve önemli figürler olduğunu tekrar kanıtlar nitelikte. Umarım gittiğin yerde mutlu ve huzurlusundur, sen bu dünyada çocuklarına cenneti yaşattın Tanrı'da senin gibi bir meleği cennetinde huzur ve mutluluk içinde yaşatsın Bütün annelerimizin ellerinden öpüyorum, lütfen onları kırmayın ve sizi ne kadar sevdiklerini unutmayın.
Mary Ann Bevan 20 Aralık 1874 yılında İngiltere'de doğmuş bir hemşiredir, fakir ama kalabalık ailesinde çoğu kişi de onun gibi çalışırken o bir sebepten ötürü herkesten daha çok ilgi çekiyordur çünkü Mary görenleri hayrete düşüren bir güzelliğe sahiptir daha 18 yaşında olmasına rağmen. Hastalar bile Mary'e ne kadar güzel olduğunu her seferinde söylerlermiş fakat Mary onunla birlikte olmak isteyen erkekleri kabul etmemiş çünkü onun bir hedefi varmış, günübirlik ilişkiler ile gönül eğlendirmek yerine aynı annesi gibi çok güzel bir aile kurmak ve eşiyle ölene dek yaşamak istiyormuş. Çevredekiler tarafından hem güzelliği hem de tertemiz kalbi ile sevilen Mary hayallerine kavuşmuş ve 21-22 yaşlarında çok sevdiği kocası ile evlenmiş. Her şey çok güzel ilerliyorken, Mary çocukları ve kocası ile mutlu ve mesleğini icra ederken hayatını tamamen değiştirecek o hastalığa yakalanmış: Akromegali
Nedir bu Akromegali? Akros ve Megalos kelimelerinin birleşimi ile oluşan Yunanca kökenli Akromegali aslında en kısa tabir ile anormal büyümedir. Ergenlik çağındaki kişiler bu hastalığa kapıldığı müddet devlik baş gösterir fakat yetişkinler bu hastalığa yakalanırsa ergenlik dönemindeki gelişimler oluşmuş olduğundan onlarda sadece el ve ayak genişlemesi, çene ve yüz büyümesi ve sesin kalınlaştığı görülür. Hastalığın tedavisi şu an 2 şekilde olmakta, ya cerrahi ile tedavi olunur ya da ilaç tedavisi yapılır.
Günler geçtikçe yüzü büyüyen ve sesi kalılaşan Ann bu durumdan çok korkar ve hastaneye gider. 20. yüzyıl başlarında Mary'nin hastalığına tedavi bulunamaz hatta hastalığın tanısını bile koyamayıp isim bile bulamazlar ve Mary o hastalık ile yaşamak zorunda kalır. Yüzü büyüdüğü ve sesi kalınlaştığı için hastalar ondan korkmaya başlarlar, eskiden ona iltifat eden o kişiler şimdi hem yüzüne karşı hem de arkasından ne kadar çirkin olduğunu konuşup ona "ucube" diyorlardır, bu sebeple Mary "insanların göz zevkini bozmak sebebiyle" hem yıllardır yaptığı işten olur hem de hiçbir yer onu işe almaz. Peki Mary neden bu kadar hızlı iş arayışına girmişti? Kocası yok muydu, o da çalışmıyor muydu? Malesef kocası o sıralar evin tek geçim kaynağı iken vefat eder fakat Mary bir daha evlenmez çünkü ona çok aşıktır, eşi de öldüğü güne kadar Mary'e destek olmuştur. İş bulamayan Ann ve çocukları sefalet içinde kalırlar, ne yapacağını bilemeyen kadın bir gün gazetede bir yarışma ilanı görür, manşet tam olarak şudur: Dünya'nın en çirkin kadını!
Yapacak bir şey yok gibi görünüyor, bu durumda kim olsa kendini dünyadan soyutlar ve yaşama istediği kalmazdı fakat Mary o kadar güçlü bir kadındı ki sırf çocukları mutsuz olmasın ve aç açıkta kalmasın diye ilanın gösterdiği yarışma alanına gitti. Kazanan kişiye büyük bir miktar para veriliyordu ve kazanan kişi Mary oldu. Sonraki gün kendini gazetelerde görünce çok şaşırdı ama daha kötüsü vardı, gazetelerde Mary'e hakaretler ediliyor ve "ucube sirkine aday" gibi şeyler yazılıyordu. Uzun zamandır bulunduğu bölgedeki halk tarafından zorbalık ve hakaretler alan Mary üzülse de bunu çocuklarına asla belli etmiyordu ve bir adım daha atarak "ucube sirkinde" gösteri yapmaya gitti. Ucube sirki Amerika'daki bir tür gösteridir, çeşitli hastalıklara sahip insanlar burada gösteri alır ve halkı eğlendirmeye çalışır, daha doğrusu insanlar onlara hakaretler ederler ve parmakla göstererek "ne kadar çirkin" gibi şeyler derlerdi. Malesef 20. yüzyılın başlarında ve tahminen 19. yüzyılın sonlarında böyle gösteriler çok fazlaydı ve insan hakları ihlal ediliyordu.
Mary Ann Bevan'ın hayatı kısa sürecekti çünkü bu hastalığa yakalanmış kişiler uzun yaşayamıyordu, Mary hayatını çocuklarına adadı ve çocukları için hakaretlere kulaklarını tıkadı, çocukları onun sayesinde refah içindeydi, onun sayesinde toklardı ve bu fedakarlık için annelerinin tüm dileklerini ellerinden geldiğince gerçekleştirmelilerdi. Öyle de oldu, annelerini yalnız bırakmadılar, Mary'nin son isteği İngiltere'ye gitmek oldu fakat çocukları bunu gerçekleştirdiler mi malesef bilmiyoruz. Bu yüce, kalbi sudan berrak, çocukları için her şeyi göze alan mükemmel kadın 26 Aralık 1933 yılında hayata gözlerini yumdu. Mary'nin hikayesi bize annelerin ne kadar kusursuz ve önemli figürler olduğunu tekrar kanıtlar nitelikte. Umarım gittiğin yerde mutlu ve huzurlusundur, sen bu dünyada çocuklarına cenneti yaşattın Tanrı'da senin gibi bir meleği cennetinde huzur ve mutluluk içinde yaşatsın Bütün annelerimizin ellerinden öpüyorum, lütfen onları kırmayın ve sizi ne kadar sevdiklerini unutmayın.